Bir dilek için risâle
,.
çünkü ben seni söylerim kalmasın rüzgarın değmeden geçeceği toprak dünyanın en bahtiyar şehri Gazze’den mağrur İstanbul’a bakarak tutkuyu karanfile damıtan bir gecikmedir adın nereye tozsa, dudaklarıma kadar çekilir güneş kitapları kuruttum tarihi karıştırdım ve yaktım bütün atlası yine de vazgeçmedi kimse kardeşini öldürüp onun bitkin omzuna basmaktan bekledim son gökyüzündeki son parçayı çocuk korkularını, anne endişelerini dinmedi ve baba ağıtlarını bekledim kulaklarına bir ezgi dayadım birazdan gideceklerin buradan da geçecek, mutlaka geçmeli rüzgar mutlaka güneş okşayarak akacaktır bu sabah da denizlerin saçını ıslayarak ben seni söylerim açılır adının anılmadığı kapılar ve kapanır durmaksızın gök çizilir o an ve beni olmadık yerlere yakıştırır bazı kadınlar ve adamlar oysa şurası Babil sevgilim adının işlendiği mülevven ırmak az ötede ölümün sırlı bahçesi kalbimizi ısıran ben seni söyledim bin bardak suya usul usul çınlayarak bin umut ve bin gülücük kalır belki özgürlük şurâsına beklenirken burunları kızaran ve parmakları moraran bütün acılı çocuklar ., |
sanırım yatacak yerimiz yok :-(