KASIMEylül’ün günahını almış şairler yıllarca hüzün denizinde boğmuşlar habersiz alıngan duygularım Kasım’la cenk halinde sevmiyorum gitmeleri sevmiyorum soğuğu tenime taşıyan üşüdükçe yar kokusunu burnuma dolduran ay’ı dedikçe sarı yapraklar üstüme yürür. gök. yere küskün sabah akşam ağlamakta zamansız değil hani ıslandıkça biraz daha içine kapanır toprak ana camlar ıssız caddelere bakar soğuk kaldırımlar insanın içini kavuran yalnızlığı anlatır bu kadar mı bana benzer ıssız vitrinler ayak izleri kayıp yalnızlığın kapşonu gözlerine kadar çekik ahh bu Kasım içimi sızlatır.. halbuki kışı kucaklayan kolları ne kadar da yazın sıcaklığından kalma bir dönmese rüzgarlara aldanıp bulutlar kara kara kaşlarını çatmasalar belkide güneş korkup kaçmayacak ve Kasım boş bankları doldurup dillerde ağıt olacak sevdalara. aslında ele avuca sığmaz yaramaz bir çocuğun gülüşlerine benzetirim yerlerde kahverenginin çamur hali elleri balçık gönlü sonbahar rüzgarları. dudağımın ucunda sevi sözleri pas tutmuş dilim zorlanıyor dönmeye bu kadar beklemek doğru değilmiş seviyorum aslında Kasım’ı demek için. Ayvazım DENİZ |