Dedeciğim..........Bir yaprak savruldu gecenin en ayazında Bildik yerlerde hiç durmadan En uzağa en kimseszliğe Ve en belirsizliğe Tıpkı böyle bir gecenin karanlığında Yaprağı savurup atan rüzgar misali Maviyi döndüren sirenleriyle Bir Ambulans savurup attı bizi Bir Hastane’nin aciline Seksen bir yaşındaydı Dedem Hayatta asılmış eleğiyle Tıpkı eskiden demlediği Bir demlik çayın son demiydi sedyede Oysa bir güvercin gibi süzülürdü Eskiden çay tepsisi elinde Boş bardakları yıkarken yüzüne gülerdi Eşlik ederdi adeta çay kaşıkları Cama çarpan melodileriyle Dedem Dedem desem Bir el daha versen Alsam gitsem seni memlekete Koparıp sağ salim getirdim desem herkeze Ne gündüzler tükeniyor Ne yeni doğacak günlere el veriyor geceler İçerinin bunaltan nefesi Dışarının buz kesen güneşi İç titretir her anı hastane bahçesi Üç lamba yanıyor bahçede geceyi aydınlatan Üç lambada yüz gölge var sanki Yere döşenen parkeler Kaç gölgeyi ayırıp Kaç parçaya bölüyor Savrulan hastalar misali Yattığı yerin bitişiğinde Beşinci katın penceresine kadar Yaşlı bir çınar uzanıyor Koca bir çınarda asılı sallanan ben diyim beş siz deyin on yaprak sallanır Sora gözüme ilişiyor Odamızın cam kenarına düşen Kuru bir yaprağa Arada bir rüzgar esip Yaprağı cama çarpıyor Sanki düşecek gibi aşağı Sessizce ürpererek Aklımda olacakların çırpınışımı Yaprağın çırpınışımı diyorum Düşmesin yaprak gitmesin Cam kenarından diye dua ediyorum Ya düşerse! Ya giderse! Bizim camı terk ederse Dedem’de bizi bırakırmı Terk edermi diyorum Senin neslini sürüyoruz Kahvecilerin en yakışıklısı En tatlısı Hep senin gibi olmak isteyen Bu torunun Seni şiirlerinde Olsanda yaşatır olmasanda Sen hep bizimle kal olurmu; Dedeciğim Uçuk...... |
Ne gündüzler tükeniyor
Ne yeni doğacak günlere el veriyor geceler
İçerinin bunaltan nefesi
Dışarının buz kesen güneşi
İç titretir her anı hastane bahçesi
...
Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Selam, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.