YİNE ÖLMEDİMkıyıya zincirlerle bağlı bir gemiydim ilk vuran dalgada kopardım zincirleri. benimle sürüklenen ne varsa bir zaman sonra vazgeçti yetişme çabasından geride kıyıya vuran çöpler seğirttiler kumlara bir çöpçü gelip onları toplayana kadar öyle uzaktan gidiş yoluma baktılar martılarla beraber. elimde seyir defterim olan biten ne varsa günü gününe kayıtlı biraz şiir biraz anı biraz göz önüne serilen günlük cümleler efkar tepelerinden aşağıya düştükçe yazıldılar istemeden de olsa okuyan gözlere serilen cümleler arasında ki boşluğu anlama yetisi. isyan etmedim etmeyeceğim kader denen alna sürülen belirsizliğe kabulümdür tekerrürlere bile boynum kıldan ince celladımın bitti düdüğünü duyana kadar yazmaya yazılmaya and içtim. dudaklarımın kıyısına biriken ’’neden’’ sorularını telaffuz etmiyorum onları da özgür bıraktım dalgalarla boğuşmaktan yorgun düşsek de karşımıza küçük güzel bir ada çıkma ihtimali her zaman var. her önüme çıkan karaltıyı ’’kara’’ diye hevesle beklemek hayaline bile sarılmak ’’olma’’ ihtimalinin sonunda düşler ince bir urgana asılsa da ve çırpınsa da son nefesini verene kadar ayaklarının altındaki sehpaya kendi isteğimle vurmak yüzlerce kalabalığın karşısına konuşmacı olarak çıkmak gibi alnımda boncuk boncuk terler başaramamanın o ölgün korkusu içimde çırpınır. derin denizleri severdim ben annemin ’’boğulursun’’ telaşına alayla güler ilk bulduğum ’’yar’’ dan kendimi bırakırdım dibi görünmez sulara her seferinde içimde bitimsiz bir umut aradığım hazineyi bulacaksın derdi yüzüm balıkların nefesine bulaşırken gözlerim rengarenk yosunları avuçlar olmayan her ümidimi sığ çıkan denizlerin gözlerine bırakırdım yüzmeyi bu kadar iyi öğrenmemin sebebiydi olanlar. merak etme anne bu deniz de ’’sığdı’’ yine ölmedim. Ayvazım DENİZ |