Gazel-27
O bâg-ı âlem-i şems cân-ı cânân içre cân olmuş
Dönüp gülzâr-ı hüsnün cân-ı bîcân içre cân olmuş Zuhûr-ı âteş-i aşkdan sirişk-i çeşmimin nûru Ziyâ-yı şebnem-i ter mâh-ı tâbân içre cân olmuş Düşüp mürg-i dil ü cânım hevâ-yı nâfe-i çîne Buhûr-ı câne zülf-i bûy-ı reyhân içre cân olmuş O sûz-ı âşiyân-ı nâle ü efgân yanar nâ-çâr Gönül kârûre-i gam tîr-i müjgân içre cân olmuş Cevâî dürr-i güftârın gülistân-ı gül-i hüsne Hezâr-ı aşk-ı sultân la’l-i mercân içre cân olmuş 1- O güneş ve onun yıldızları cânân içinde cân olmuş. Güzelliğinin gül bahçesi cânsız câna (aşığa) dönüp onun içinde cân olmuş. Bir güneş gibi parlak ve güzel olan sevgiliye etrafındaki tüm yıldızlar ve gezegenler tâbidir. Ve bunlar sevgilinin güzelliğinin birer parçası olup onun cânında cân bulurlar. İşte o güneş gibi güzel olan sevgili güzelliğinin gül bahçesiyle aşığa dönüp de bir baksa aşktan yanıp âdeta cânsız kalan aşığın cânına cân verir. 2- (Ey âşık!) Gözünün yaşının ışığı aşk ateşinin zuhurundan o ay yüzlü sevgilinin yüzündeki çiğ tanelerinin parıltısıyla cân bulmuş. Âşık maşukun güzellik unsurlarının aks-i amelidir. Sevgilinin yüzü ay gibi parlak olduğu için buna mukabil aşığında gözyaşı aşk ateşiyle parlak olacaktır. Bir nevi âşık gözyaşlarının rengini sevgilinin ışığından alır. Ama unutulmamalıdır ki tüm bu parlaklıkla beraber aşk ateşinin manbaı sevgilinin güneş olan cânıdır. Bu beyiti şu şekilde de anlamak mümkün: Aşığın taze çiğ tanesi olan gözyaşı sevgilin ay gibi parlak olan yüzüne düşüp cân (parlaklık) bulmuştur. Aslına bakıldığında hayal dünyasının bir nihayeti olmaması hasebiyle şiiri her okuyan farklı bir hayal dünyası da bulabilir. 3- Gönül kuşum Çin miskinin (saçının) hevesine düşüp, o cânımın buhuru sevgilinin reyhan kokulu saçı içinde cân bulmuş. Sevgilin saçı çoğu zaman güzellik hazinelerini kapatıp aşığa mani olsa da güzelliği ve kokusu itibariyle aşığı kendine çeker ve sırra ulaşma yolunda aşığın gönlünü oyalar. Bu yolda aşığın micmer yani közle dolu olan buhurdanlığının kokusu sevgilin güzel kokulu saçının içinde yeniden cân bulur ve kokusunu sevgilinin saçından alır. 4- O inleyiş ve feryat yuvasının ateşi, derdi (gönül) çaresiz yanar. O gam kabı olan gönül/ o göz bebeği, gözün karası olan gönül, sevgilinin kirpiğinin okları içinde cân bulur. Aşk yolunda aşığın yüreği adeta inleme yuvasıdır ve buradaki derdin, ıztırabın ateşi ister istemez yanar durur. Gam kabı olan veya göz bebeği olan bu gönül daima sevgilinin kirpik oklarının hedefindedir. Bir bakıma gönül ateşinin yanmasına sebep olan da bu oklardır. Aşığın kalbi bu yanışla heveslerden temizlenir ve avı çekerken aslında yeniden o kirpik oklarında cân bulur. 5- Ey Cevâî söz incin olan o sultanın aşkının bülbülü sevgilinin güzelliğinin gülü olan gül bahçesi için mercân dudağın içinde can bulmuştur. Sevgilin güzelliği bir gül bahçesi ise o bahçenin gülü de sevgilin mercan gibi kırmızı olan dudağıdır. Ve bu dudak için aşığın (Cevâî) söz incisi sevgilin güzelliğinin bülbülü olup, bülbül gibi o güzelliği ağzından inci gibi döker. |
ve Sadabad'da Nedim divanındayız
yani o derece kavi
şair
alkışlar ile /
eyvallah olsun.
a t l a n t i s