Bir Yangın Değil Midir İnsan?
Veda hutbelerimdi; biri cennet biri cehennemi!
Bir kadının yokluk sancılarına eklenmişti yaşam Yoğrulmuş bir nasır kökünden yaratıldı nergis damlası tohumcuklar! Dinmeyen bir sancıydı göğün bağrından çıkan sesler... Ey ruhunu Xuda’ya teslim eden!! Geri kalan parçacıkların değil midir? Kanatlanan güvercin misali çocuk, sana dönmüş, senden kaçmış hazan renkleri değil midir? Şimdi adını hüsran eyledi bütün bulutlar dökülen yufka yürekli bir yağmurun inleten çığlıkları değil midir? Üşür geceleri üşürüm üşürler üşürsün Yorgandan ayrı düşmüş minnacık bebeklerin tenlerine düşer azap!. Bırak, sal karanlığın dallarını besleyen zemheri! Şimdi dışarıda nesli tükenmiş salyangoz renkleri kayıp... Öfkeli bir doğanın kollarında üryan geceler beslemiş maviyi mey sokaklarında! Maviyle resimlenen göğün ta kendisi değil midir? Emzirdiğin Xuda’nın alıp verdiği değil midir? Kımılda, vakti geçmiş sevmelerin… Duyguyu gören, duyuran Mem û Zinlerin bedenlerine tarihlerine düşen ahengi günlerin yıldızları değil midir? Sen ister şahin bakışlı bir yiğit ol cihanda ister memleketin cansız bir delisi… Hapsolmuş ise sevenlerin göğü indirsen de ne fayda! Meğer yoluna duvar örmüşler aşk bahçelerinin şimdi kime sığınsan bin bir yol gösterir! Yolu kesen de insan yol gösteren de! O vakit bin bir hesapla var edilen bir yangın değil midir? |