Gider...
Leyla’ sı açınca onulmaz yara,
Mecnun’ un yüreği sökülür, gider… Yârin mâtemiyle bürünür kara, Özünden damlalar dökülür, gider… Dil yarası derin, durmadan kanar, Bağrında ok olur, ciğeri yanar; Adını, son defa sitemle anar, Başın öne eğip, çekilir, gider… Sevdası arttıkça, boyunu aşar, Set çekse dağları, dolar da taşar, Her sözde bir hançer, zulümle yaşar, Kahır fırınında yakılır, gider… Çıkarıp atınca canından canı Kurur damardaki dolaşan kanı, Çöker gönlündeki kurduğu hanı, Dünyası, başına yıkılır, gider… Alır sevdasını, hayali, düşü, Toplar gece gündüz döktüğü yaşı; Bağrına bastıkça alevli taşı, Sineye bir mızrak çakılır, gider… Ufukta beklenen ışığı söner, Yüzünü, tek dostu toprağa döner; Yolculuk saati bineğe biner, Peşinden son sela takılır, gider… 1 Kasım 2014 Mustafa USTA |