Toprak UyanırsaÖğrenci arkadaşım Dilek Cangir’e armağandır. Ateşle yoğrulmuş bir gece. Toprak derin uykusunda. Rüzgarın umutsuzluğunda sessiz bekleyişim. Yaşamak hevesim halen tükenmedi. Ya toprak uyanırsa? Lahuti bir müziğin ritminde, Sonsuzluğa uzanış. Bulutlardan toprağa yağmur sunmalı, Yakaran bir yağmur. Saat Bir kırk beş. Gece derin. Karanlıklarda tükenen gençliğim. Buhur gibi bir koku. Ya da gül suyu. Ne bileyim belki de aselbent. Adı ölüm mü bu matemin? Sınıfsal çatışmalar. Ütopyalar, siyaset, dahası aşk, vefasızlık. İhanet. Ya toprak uyanırsa? Derdim yeter. İçime kapandım. Sustum... Ver elini bana, gel şöyle. Gariptir, halen seni özlüyorum. Geceyi dinle, ama güneşi de düşün İhmal etme. Hüzün yükseliyor topraktan semaya. Sere serpe yıkanıyor toprak. Bedenimde bir iksir adı yine mi aşk? Yoruldum sevmekten. Uyansın artık toprak, yeni bir misafiri var. Sınıfsız Siyasetten uzak Ütopyaları alt üst. Vefasızlık yıkmış onu. Öylesine bir aşık. Saat Bir elli yedi Hayatın sonu. Uykuların en güzeli gelecek. Yüreğin dağarcığı zirvede. Az sonra bilinmedik bir yolculuk başlayacak. Ah, vah diyecek herkes. Sonra unutacak. Toprak bekliyor yeni misafirini. Birazdan doyacak. "Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz" Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |
maneviyatı yüksek mısralar okudum
kaleminizden düşen muazzam gönül katrelerinizi
her daim büyük bir beğeni ile okumaktayım her zaman
yüreğinize ve emeğinize sağlık
tebriklerim alkışlarımla beraber