8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Kainatın en güzel diğer yarısıdır kadın
Dünya döndükçe sonsuz semada güneştir kadın Üç şey güzeldir;para,su ve kadının sesi "Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu ve Mutlu Olsun!.." Narin,güzel ve özeldir;kadınsız tad olmaz Tüm sevgilerin sembolü çiçektir;erkek böcektir Çiçek açar,gönüllere güzellik,neşe saçar "Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu ve Mutlu Olsun!.." Kadının doğasında mevcuttur,ortam yönetmek Karanın ak yüzü kadındır;bu düzen tadındır Türban,kadın güzelliğini hapseden yasaktır "Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu ve Mutlu Olsun!.." Her güzel kadınım diyen,yaşar özgür ve özel Kadın bir güneştir;karanlıktır güneşsiz dünya Kara çarşaf bir çöl modasısır;bize hiç uymaz "Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu ve Mutlu Olsun!.." ******** Kararmış Güzel Bir Baş;Sıkmabaş Sımabaş ile yasaklanmasın en güzel kadın başı Kadın açık olarak haykırmalı;olmasın gözyaşı Türban özgürlük değil;resmen kara başlı bir yasaktır "Dünya Kadınlar Günü"nüz kutlu,mutlu ve güzel olsun Tüm inançlara eşit mesafede duruyor,Atatürk Bir çöl yasasıdır,kara türban; her güzele yasaktır Dünyanın en güzeli kadındır,özgürlük baş adındır "Dünya Kadınlar Günü"nüz kutlu,mutlu ve güzel olsun |
İnsan yaşamı çok değerlidir, geniş düşünüp derine indiğimde endişeleniyorum, kaygılanıyorum ama asla korkmuyorum; çünkü korku, insanın bedenini ruhundan ayıran aşağılayıcı bir duygudur.
Son günlerde türban konusu çok önemseniyor ve bütün sorunların önüne çıkıyor. Aslında hep vardı. Elbette ki türban, Türkiye’nin birliğinden, dirliğinden, kalkınmasından daha önemli değildir şu an. Ama ilersi için yorum yapılamaz, fazlaca da bir şey söylenemez. Biz kadınlar, cumhuriyetle beraber istediğimiz eğitimi yapabilme olanağına, seçme ve seçilme hakkına, sosyal hayata katılabilme ve sesimizi yükseltme gücüne kavuştuk. İstediğimiz gibi giyinme hakkımızıysa, özel yaşamımızda rahatlıkla kullanabiliyoruz. Peki karışabilirler mi, başımızı bağlatıp, hatta daha ileriye giderek bizi tek tipleştirip çarşafa sokabilirler mi?
Özgürce giyinmek en doğal hakkımız, yani kişiliğimizle ilgili bir hak. Ama her hak gibi o da belirli sınırlar içinde. ‘Canım böyle istedi’ diye bir yargıç, giymek zorunda olduğu giysi yerine spor bir kıyafetle kürsüye çıkıp oturum açamaz ya da ‘bugün hava çok sıcak’ deyip derslere mayoyla giremez bir öğretmen.
Örneklerini çoğaltabiliriz. Sözün özü, demokratik bir ülkeyiz ama kimse kafasına göre davranamaz, çünkü uygarlık, en kısa tanımıyla kural demektir. Her yerin, her işin, her ilişkinin yöntemi ve gerekliliği vardır. Bizler, toplumsal yaşamın gereği olarak düzene uymak durumundayız, daha doğrusu yükümlüyüz, yoksa rasgele bir sürüden farkımız... Duyarlılığınızdan ötürü, size teşekkürler. Kaleminize sağlık...