KENDİMLE HASBİHÂLUnut onu. hangi sokak çocuğu eski sıcak yatağını özler ki alışmıştır soğuğu üstüne giyinmeye anne kokusu burnunda kalan eski bir hatıra baba dayağından arta kalan bir sen misin arkada şansızlıklarıyla boğuşan millet ekmek derdinde sen aşkın şansızlığından dem vurma bana. gönlüne yediğin onca darbeden uslanmadın mı daha? sırtında nankörlüğün kamçı izlerini kapatma telaşın uzanan en yakın ele sahiplenme çaban buz tutan parmakları ısıtma telaşını haklı göstermez ki. duvarda asılı bir tablonun içindesin Picasso’nun o ilk zamanlar çözülmeyen natürmort fırça darbelerinin arkasına gizlenmişsin çözene gülümseyen mor dudakların var hiç gerçekle öpülmemiş gözlerin bir çizginin arasından kısık bakıyor. Doğu’ya dönsen çocuk çığlıkları böylesi bir dünyaya annesinin süt kokan memesinden düştükleri an gözleri açık ölüyorlar halbuki nice rengarenk kelebekler uçuşacaktı daha ergenlik kelimesini telaffuz edemeyen dudaklarından. Batı dayak yiyen kadın inlemeleri bir kaç kurşun yetiyor pişmanlıkları öldürmeye. "terör önce neden bizleri bulur" dememek lazım çünkü gücü çocuklara, kadınlara yetenin beynini sorgulamak sana düşmez olmayan bir şeyi ne zamandır kafana takıyorsun bozuk para gibi harcanan sevi sözlerini kucakla sen bakma geriye yoksa Oz’un büyücüsü yakalayacak bacaklarından ilk gördüğün kuyuya fırlat aşkı Yusuf’un gözleri yumuk merak etme Züleyha elini kesmişti ya hani kan damlarken yokluk hanesine belki de o yüzden görmemişti kapalı gözleriyle senin Yusuf’un da seni görmeyecek merak etme. zaman törpüsünü insan duygularına yönlendirdiğinden beri düşen sevi talaşlarını doldur bir faraşa ilk gördüğün çöpün içine boca et. inanma artık gerçek sevdalar miadını doldurdu amazon ruhun çıksın ortaya ağlama kimse değmez o göz pınarlarından dökülen incilere sarraf bir yürek bulana kadar sakla ha ardında bıraktığının da bırak artık yakasını bir araya getirmen mümkün değil. Ayvazım DENİZ |
bırak eskide kalmış aşkları, sevdaları
gör denilmiş kısaca..
Anlamlı,
güzel bir şiir okudum canım,
harikasın..
selâm ve sevgimle..