Masallar uyur ben büyürümAfacan bir çocuk gibidir zaman Bir avuç misket ışıltısı kadar cazip Gece panjurlarını örtünce başlar bizim hikâyemiz Annemin eskimeyen masal heybesinden bir avuç masal aşırdım Kül bastı kokulu ıssız köy evimizden Ellerimde ısırgan yanığı soğuğu düşlerimde özgürlük Ve ben hala büyümeyen çocukluk düşlerime masal anlatırım Gizemli bir çocuk yürür düş sokaklarımda avuç içleri nasır yarası yüreğinde yiten bir sevdanın ağlatan hikâyesi sen yazabilir misin bu masalı yeni baştan aydınlığa hasret karanlık sarmış tüm masalları yinede bir adam yürür karanlığa Adım seslerinde düşleri gülüşünü yitirmiş dudakları lal ve masallar uyur ben büyürüm MAHMUDİYE DÜZKAYA |
neler yokki içinde.
hep o masallarda kalsaydık...
kaleminize sağlık