ölümde yakışır bana...
Dokunma yanarsın..
Duyma ağlarsın.. Yaklaşma acırsın.. Ve bahaneleri karıştırdım artık. Yalan kendinden utandı.. gözler yorgun düşer mi? Kızıla çalar mı yaşları? Ya bu çizgiler neyin haritası? Yalnızlık cabası.. bedeni toprakta etmenin tek sarti ruhun arşa varması mı? Bir kıyam bir cesede mi bağlı? En son yürekler ölüyorsa biri kaldırmalı artık bu meftayı. Tükenmeleri eziyorum ve deşiyorum acıyan yanımı.. Aynı yara her gün bir daha kanar mı? Bir hezimet bin ah ederde, bu ahlar bir yasamı bir tahtaya sığdırmaz mı? Ve bu zaman herşeyin ilacıdır yalanı kimin uydurması? Ve zaman yine gecerde acinin bagrinda durmasi hikayesi gerçeklesseydide üstüne, üstüne basmasaydi , hep orada Kalsaydıda biz bir daha, bir daha anımsamasaydık daha hoş olmaz mıydı? Bu sorgular gece’ye yama mı? Ve yastığın bir yanı herkeste ıslak mı? Sersenişler ayyuktaa... Dokunma yanarsın.. Duyma ağlarsın... Yaklaşma acırsın.. ’’Ahh.. simdi boyum ölçütünde bir tahta kabuk olsa, ve artık bedenim toprak koksa.. Gülmek güzeldi ama bilirim, ölümde çok yakışır bana... |