YETER Kİ GEL BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sevgili dostum, can yoldaşım, hayatta tanıdığım en efendi insana…
Hasan Özaydın Kardeşime… ( İstanbul’a geleceğini söyleyince ben de bir karşılama şiiri yazayım dedim. Şiirdeki her mısra tabii ki latife. ) Sevinçlere gark oldu garip yürek. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Kangallardan kaldı mı acep börek ?[*] Yeter ki gel başım gözüm üstüne. İstiyorsun sen benden hamsi tava. Az buz değil istiyorsun bir kova. Peşin deyim fena soğudu hava. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Geçen kıştan yarım kangal sucuk var. Bulgur pilavıyla az da cacık var. Ona kuyruk sallar iki çocuk var. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Ne yemekler yapar sana muallim. Hele bir gel buralara sağ salim. Sabah akşam makarnaya et talim. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Yola koyul bakma sakın arhana. Geliyorken uğra bakkal Orhan’a. Uşak’ta çok meşhur imiş tarhana. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Buralarda umma torik, palamut. Lüfer, kefal, barbunu çoktan unut. Eski hatun göndermişti bol nohut. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Ayağına tak mesini, çarığı. Hava soğuk, kafaya sar sarığı. Anmayasın sakın karnıyarığı. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Aklından geçmesin piliç çevirme. Dedim diye gözlerini devirme. Kurbandan da hiç kalmadı kavurma. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Kütahya’ya uğra da tabak getir. Sakarya’dan iri bir kabak getir. Pişmaniye? Onu muhakkak getir. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. İstanbul’a vardığında ver mola. Bir marketten at torbaya üç kola. Ümraniye düşer birazcık sola. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Bırak gayrı sağı-solu gel gayrı. Tutturuver bizim yolu gel gayrı. Elin – kolun olsun dolu gel gayrı. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. Sami der ki pastayı bana ayır. Sen de simit-çayla karnını doyur. Misafirde vardır, bereket, hayır. Yeter ki gel başım gözüm üstüne. [*] Kangallar: Benim iki oğlum. Resim: Hasan Özaydın kardeşim memleketim Kars’ın kalesi önünde. |