ZIKKIM! OLSUNŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 1850 yılları
Ülkemizin Osmanlı döneminde verimli toprakların ele nasıl geçirildiğinin gerçeklerini dile getirdim bu şiirimde. Hasan, babamın, dedesinin, kardeşi oluyor. Yıl 1850 yönetim Oğuz boylarında. O zaman astığı astık kestiği kestik. Tapuları da kendileri kesiyor, vergileri de kendileri topluyor. Aynı zamanda Osmanlıya atlı (müsellem) yani süvari yetiştirip gönderiyorlarmış. Askere giden erkek nesilden geri dönüş çok az sayıda gerçekleşmiş. Bu durumdan yararlanan Oğuz boyları, tüm çıkarları kendi boyları adına kullanmışlar. Hasan ağanın kızı ile aşk yaparken yakalanır. Ağanın kızı gece karanlığında kaleden aşağı ip sarkıtıyor ve Hasan’ ipe tırmanarak kaleye çıkıyor. Kız ile buluşup tekrar aşağı iniyor. Bu arada nöbetçilerden birisi de onların aşkı uğruna bu olaya göz yumuyor. Gel zaman git zaman bu aşk durumu meydana çıkıyor ve bu durum farklı dilden Osmanlı’ya bildiriliyor. Hasan’ın askerliği geliyor, özellikle Hasan, ağanın kızına musallat olduğu için Yemen’e gönderilir. Gidiş o gidiş. Hasan bu aşkın cezasını Yemen’de savaşarak canıyla ödüyor. Değer miydi kim bilir? Şiir gerçek yaşanmışlardan esinlenerek kaleme alınmıştır.
Kaleden ip sarktı/ o gün Hasan’a,
Aşk olsun çıkarken/ onu tutana, Osmanlı dönemde/ aşkı yaşarken, Yaka köyde bastı/ demir kapana. … Hasan asker oldu/ gitti Yemen’e, Geri gelir, gelmez/ kimin nesine, Hiç bir daha ondan/haber gelmedi, Rastlamadı ki bir / tabut çakana. … Tapu keser bunlar / yandaşlarına, Memleketi soyup/ kapan kapana, Zıkkım! Olsun size / tapu alıp ta, Mezarda yan gelip/ rahat yatana. … Ağalar paylaştı/ düz ovaları, Yine dumanlı bak/ köyün dağları, İsyan ede ede / yozdu bağları, Yoksul geçti bizim / gençlik çağları. … Ne uğruna verdik/ biz bu canları? boşa dökülmekteydi /bir bir kanları, Yoktur hisse senet/ ne de fonları, Bıraktılar bize / kabuk damları. |
kaç yıl geçmiş şiir okumaya gelmiştim çok üzüldüm