Hasat
dost’a
“pür ü pak kasıtlı adama ardılan beklentisiz bir tıynetle sözü kotardım; mecrasını bulsa iyi olur!” I. bir türkünün hercaisinde buluştur denizleri kıskandıran sevmelerinle yürü dalganı kıyılarımıza azizliğin kantarını düşürmeden düşsün cemrelerin muhabbetlerimize mısmıl sevinçlerimizi gözlerine taşıyorken kanın hülasa tut dünün aklında kalanları sevmek kadrine uğrattığın kadar hep uğrak ver kalbimize bak bakışlarını menzilimizde tut ocağın canısın çekeri kadar sevmekle emrolundun ya sesimizi kulsun Allah a daha çok daha çok bağışla bağışlanmanı bize çün sevmek iyiliğin elleriyle örmektir zamanı gemileri yaktığımızda karşı kıyıda ülfetli dudaklarla mırıldanırken duanın sıdkını görgülü bir Melamilikte olsun yanımızda ola ki şehrin hevesi takılı kalır boynumuza sen şefi ol akıcı zamanın üzerimizdeki tortusunu tut kalsın sinelerimizde yarenliklerimiz yeni sabahların dağını giyinip lalezarı oldur kimliklerimizi aşka köhnemiş insanlıklarımızı ne çok hakladık aslında her vuslatın kucağında çerağından ışıyarak seferisi sayıldık sevme oruçlarına ve uzun uzadıya ne çok sevdik birbirimizi göğün yüzünü ağartan kavilli kalbimizdir haşredek direnmeliyiz rengimizi bu yüzden rengimiz çamura bulanmış çeliğin çığlığına saklı tutulur ancak teyakkuz halinde sıçrar tekbir sesimizde Allahu ekber Allahu ekber Allahu ekber II. şimdi boğulan bir okyanusu kurtardık yine sen derin nefesinle soludun ağzını harbi ömrünü adadı bin yüzlü adam çaşıtlığımı öne sürdüm ben aklımda kazanılmış zaferlerinize ulanmak vardı sesini yutkundu bu sebeple yanında duran ve safında kocaman bir yer açtı adımlarıma getirip getirip en sevmemi koydum bende III. tekmil adımı söyledin sebeplere tehcir edilmiş sayıklamalarımı fark ettin sarraflığını indirip askıdan bugünde ayarımı bildin avucuma koyu bir mutluluğu sıkıştırıp üstü kalsın dedin dürüst bir iklimin şeçeresiyle okuyucusu olduğun dostlarına en orta yerinden beni de ekledin |