HİKAYENİN ASLI II.Hiç kimse kimsesizliğinden vurulmasın Ve vurulmasın diye kimsenin sırtına kimsenin derdi Dilimde, kendi kimsesizliğime inat Hep çoğul dualar çiçeklenirdi Oldum olalı ince hesaplara kalın çizikler atar Alnımdaki teri sineme, canımı avucuma katar Hesapsız kitapsız severdim sevdiğimi Dost için ceketim şöyle dursun.. kış yorgansız yatardım Pişman olmadım çocuk.. yaptığım şeyler için Doğrularından doğrulanlar aramaz neden niçin Sahi çocuk “ağzı torba..” üç beş lafazan p.çin Sen söyle ardına düşmek niçindi? Biliyor musun çocuk? ……….. tahtımda beğdi zalım ok saldı değdi zalım ölsem gam yemez idim başımı eğdi zalım sus çocuk!.. hem nerden bileceksin ? sen daha kendi yaralarını ellerinle dilecek yaşını gözlerinden, birçok ismi defterinden silecek ve belki gülersen /bir ihtimal/ acıdan güleceksin ................. gurbet kafes o yaralı kargaydı tanıdığım üç hainden biri olmadan önce şu bakar körlüğüm onu gözümden sakınıp ondan sakınmadığımdandır gözümü ve müstahaktır bana söz yerine gelince derlerdi dinlemezdim çocuk; iyilikten maraz doğar.. ve gün gelir.. adamı koynunda beslenen yılan boğarmış ................ ahh çocuk! Söylesene.. …….. neyleyim sütü bozuk ayranı sütü bozuk salımdan düşman tutsun tutmasın sütü bozuk |