Hakikate beş kalaToprak örtünmüşken beyazlarını Ölümün buğusu kalmıştı penceremde Gün ve gün tuttuğum defterim Yazarken son mısrasını Vakit hakikate beş kalaydı Sardı beni zor bir düşünce Tek bir sigaraya daha vakit var mıydı Yoksa zifir kaplı ciğerlerimde Tek bir kelimelik nefesim mi kalmıştı İçime çektiğim hava Beni daha ne kadar yaşatırdı Ömrümce gördüğüm kapılardan İşte biri daha kapalıydı. Koştum delice bir fikir aldı beni koştum Bütün saatlerin pillerini söktüm yuvalarından Nefesimi tutmuş geriye dönüp bakınca Masamda yanan mum Bende hakikati uyandırdı Yolculuk hikayem son şeklini aldı. Çıplaklığın kıyafetlerini giyinmişken Vücudum örtündü beyazlarını Bilmem kaçıncı kez Beyaz ve soğuk bir taşta Kaldı bir yolcunun hatırası. Münker Nekir melekleri ararken beni Gördüler ki güneşe gitmekteyim Şaşmadık dediler bu haline Hep aynıydın sen deyip güldüler halime Benim suçum yok bu işte Her sabah gözümü kamaştıran o işte Derken bir hal aldı beni hatırladım Masamda rüzgara karşı sönen mumu Tekrar tekrar yakmıştım Peki gök yüzündeki mum kime aitti Bu soruyu sormamıştım Güneşin parlaklığından kendimi alıp Ayağımın altındaki tohumlara bakamamıştım Bir ömür gördüğüm sandığım dünyada Bir ömür kör yaşamışım. |
Muhtesem Dizelerdı kitlarım
Kalemınız Daim olsun...