Hala Dimdik Başımız
bir zamanlar bu şehrin en alımlısı
en heybetlisi bizler nazarla anılırdık çatılarımız alaturka kiremit kırmızısına kimimiz saman sarısına kimimiz çivit mavisine boyanırdık göklere uzanır, çeker indirirdik bulutları bazen yağmur bazende lapa lapa kar yağdırırdık saçaklarımızdan sünerdi mutluluk damlaları. pencerelerimiz de kınalı ellerin ördügü göz nuru oya işlemeli dantel perdeler takınırdık. düğün olur dernek olur zelzele olur zangır zangır sallanırdık löküz ışığında hatimler indirilir nurlanırdık. kaç gelin geldi süslü odalarımızda sır oldu kaç bebek doğdu büyüdü kimileri sünnet oldu onlar da yaşadılar yaşlandılar birer birer göçtüler avlularımızda toplaşıp ağlaştı kimler kimler teneşirden musallaya salacaktan mezara son kez vedalaşıp dualarla gömüldüler su misali akıp gitti zamanla nice anılar kalmadı mazi bitti sevinçler hüzünler ......... günler ayları mevsimler yılları devirdi gün oldu mutluluktu bacalarımızdan tüten gün oldu hüzündü akan çörtenlerimizden gün oldu dolduk taştık düğünde ölümde mevsimlerden keyif aldık baharından yazından kışından güzünden her şeyin sonu geldiği bizimde sonumuz geldi önce terkedilmeye sonra yıkılmaya alıştırıldık. ......... şimdilerde çoğumuz yıkıldık yerimize yaptılar dikine çok katlı dam heybetli yapılardı öğrendik ki adı apartman bakmayın bu yıkık dökük halimize yaşandı her ne varsa, kaldı içimizde bittiğine üzülmedik yaşandı diye sevindik bir zamanlar bizimde göklerdeydi çatımız yıkılsak da ayaktayız hala dimdik başımız. 251014mcicek |
Eskinin ne güzelliği kaldı ne de tadı. Betona yenik düştü herşey.
Tebrik ve saygımla.