GERÇEĞİ ARAYAN ADAM (SAYFA 2)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın "Gerçeği Arayan Adam" adlı Romanımın
İkinci Sayfası
Yaklaşık bir yıldır dağdan inmeyen Fırat, gelip geçenleri süzüyordu. Sivilleri görmek güzeldi. Artık vatani görevini başarı ile tamamlamıştı. Komutanı üstün başarısından dolayı onu bir ay erken terhis ile ödüllendirmek istese de, O, vatani görevini sonuna kadar tamamlamak istediği için bu ödülü nazik bir biçimde geri çevirmişti. Artık o son bir ay yarın doluyordu ama emniyet tedbiri olarak teskeresini bir gün önceden bugün teslim almıştı. Şimdi otobüse binecekti ve memleketine gidecekti. Ailesi gözünde tütüyordu. Ailesi onu bir gün sonrasına bekliyordu. Onlara sürpriz yapacaktı. 18 ayın hasretini dindirecekti. Gideceği otobüs terminale giriş yapmıştı. Ağır adımlarla yürüdü ve valizini muavine teslim etti. Biletinde yazan koltuk numarasına baktı, 12 numaralı koltuğa yerleşti. Otobüste fazla yolcu yoktu, sağındaki koltuklarda yaşlı bir çift oturuyordu. Önünde iki genç, arkasında küçük bir kız çocuğu ve yanında annesi vardı. Önünde ki gençlerden biri kız, diğeri erkekti, sohbetlerine bakılırsa üniversite öğrencileriydi. Galiba yarıyıl tatiliydi ve onlarda memleketlerine gidiyorlardı. Sağındaki yaşlı çift kendisini izliyordu. Onlara başını eğerek bakışlarıyla selam verir gibi yapınca yaşlı adam kendisiyle konuşmaya başladı.
“Evlat asker misin?” “Çok şükür bitti amca. Teskereyi aldım.” “Hayırlı olsun evladım, Allah sevdiklerine kavuştursun” diyerek söze yaşlı kadın karıştı. “Teşekkür ederim annem” “Memleket neresi?” diye sordu yaşlı adam. “Samsun amca Samsun” “Biz de Samsun’a gidiyoruz, oğlum orada görev yapıyor, ona sürpriz yapıyoruz” “Desene amca, siz de benim gibi sürpriz yapacaksınız. Bende bir gün öncesinden eve gidiyorum”, 11.06.2015 BAFRA |