.- Feride Ece’me - O kadar çok şeysin ki, fısıldayışın bile Aşığın mızrabından dil aldırır Feride’m. Bir bakışın Şeytan’a, bir gülüşün Kâbil’e Ebrehê diyarından fil aldırır Feride’m. Kamer buluta kızar; geceyi bürür diye Yıldızlar güne küser; sabaha yürür diye. Belki senden uzakta başka yar görür diye Ellerim gözlerime mil aldırır Feride’m. Baykuşlar karanlığı gamla bölüşüyorken Kardelenler boy verir, Zemheri üşüyorken. Öyle bir sevda ki bu; başkenti düşüyorken Vuslat sınırlarından il aldırır Feride’m. Yanar elbet; sön desem sönmeyecek yüreğim Dur desem, durmayacak; dönmeyecek yüreğim. İsminden başka çölde dinmeyecek yüreğim Ab-ı hayat şehrinden sel aldırır Feride’m. Sevdan ki, hüznü aşkın lûgatından çıkarıp Yıldızsız bir gecede hüsranı aşkla karıp, Kelimelere küsmüş bir ümmiye yakarıp Şaire gözlerinden el aldırır Feride’m. Yağmur gizlice ağlar; damlayı göl sanarak Gün önünde diz çöker; için için yanarak Dolunay, kaşlarını hilâlden kıskanarak Mehtabın ışığından tel aldırır Feride’m. İsmin ki; aşk önünde maşuka diz çöktürüp Nefesin koktu diye güle yaprak döktürüp Adını anar diye bülbüle gül söktürüp Mecnun’un gölgesinden çöl aldırır Feride’m. Bakışın ilkbahardır; ansızın yağmak için Gözlerin güne değer; zifiri boğmak için. Gülüşün, bir dudakta yeniden doğmak için Anka’nın kanadından kül aldırır Feride’m. Kaînat eşi değil saçının bir telinin Mecnun farkında değil, küçücük emelinin. Bil ki sevdan, sabahı seyreden bir gelinin Duvağına dokunup, tül aldırır Feride’m. Saat değil an bile geçmez senden uzaksam Gözlerindir gördüğüm; hangi noktaya baksam. Nasıl bir aşktır ki bu, ömrü bin kere yaksam İbrahim’in elinden gül aldırır Feride’m. 05.02.2008 Beylikdüzü |
Konusuyla,yorumunuzla ayrı bir güzel...
Kaleminize,yüreğinize sağlık...
Saygılarımla...