GülfidanŞiirin hikayesini görmek için tıklayın (Gelmeyen, görmeyen, duymayan, ağlatan sevgiliye)
Bir kez bakmadın yere, hep yüksekte gözlerin. Akıp gittin ardından sahte dilli sözlerin. Parasına, puluna kandın adi yozların. Şu akılsız başına neler geldi Gülfidan? Bu gün sultan olanlar bir gün olur göçebe. Mağrur olma güzelim, yarın nelere gebe? Nefsin arzularında, bak! Oluyorsun heba. Ömür denen zamanın çok azaldı Gülfidan. Bir kez tuttun elimi, ruhumu esir aldın. Bu nasıl bir aşk idi can evime kök saldın. Hep kaçardım ben aşktan, aşkınla yere çaldın. Kalbimde saklı yerin çok özeldi Gülfidan Kaç yaz geçti bilmeden bu sahillerde kaldım. Ay ışığı altında senli hayale daldım. Seher vakti gelende kendimi suya çaldım. Gördüğüm nice güzel bana eldi Gülfidan. Ne sahilin neşesi, ne dalgaların sesi, Merhem olmaz yarama başka gönül hanesi. Gitmiyor ki aklımdan son sözünün darbesi, Böyle sessiz kalışın aklım aldı Gülfidan. Gül fidanı dikerken Gülfidan’ı anarım, Yaksa canım bir diken bir kez daha denerim. Diken acısı ne ki? Ciğerimden yanarım. Senli aşkın dikeni kalbim deldi Gülfidan Suya saldım teknemi açıldım enginlere, İmrenerek bakındım kotralı zenginlere. Umutsuz aşkın beni düşürdü yangınlara, El emeğim göz nurum sensiz kaldı Gülfidan. Mehmet Macit 08.09.2014 İzmir |
Ay ışığı altında senli hayale daldım.
Seher vakti gelende kendimi suya çaldım.
Gördüğüm nice güzel bana eldi Gülfidan..........................harika bir siirdi kutlarim... degerli kaleminizi.