Gövdemin Damarından Aşk Fışkırıyorİlişme yüreğimdeki zılgıt renklerime İçimde karşı konulamaz bir hüzün var Islak sınırlarımda oynuyor çocuklar Göğsümün siperinde kokmuş bir ceset Ufkumda dolaşıyor arsız akbabalar Gövdemin damarından aşk fışkırıyor. Rötarlı bir vapur sarı sularımda Bir omuz arıyorum yorgunluğuma Hüznümün saçaklarında sert rüzgâr Aşkın valizini toparlıyor bir kadın Dizlerimin bağını çözüyor dalgalar Seni kuşanıyorum ömürlük telaşıma Mutluluk ısmarlıyor bir adam yaşama Bir ses kendi yalnızlığını haykırıyor. Dudaklarımda haylaz ve araz bir türkü Öpüşümün merceğinde gül kokulu düşler ‘Gel artık’ diyor içimdeki o sevdalı ses Eşkâlsiz bir isyanım şimdi kendimle Kumdan saraylarımda hazin bir düğün Boş limanlarda el sallıyor bana anılar. Saçlarımda vadesiz yağmur taneleri Her şey korkak bir elveda ruhumda Nikotin ağrılı parmaklarımda veda Sol yanımdaki düşleri vuruyor bir çocuk Bir serçe çığlığı kanlı parmaklarımda Faili meçhul ölümler sarı dosyalarda Suskunun intiharları var ekranlarda Sevdanın raylarından ömür geçiyor. Ayrılıklar hayallere sarılmış gecelerde Ürpertili bir sorgunun masasındayım Asi fırtınalar şehirleri yerle bir ediyor Bir kaçışın tünelinde telaşlı insanlar Yorumsuz bir kıyamet bekliyor kapıda Yarınsız öykülerin tabletleri tükeniyor. Selahattin Yetgin |
Ürpertili bir sorgunun masasındayım
Asi fırtınalar şehirleri yerle bir ediyor
Bir kaçışın tünelinde telaşlı insanlar
Yorumsuz bir kıyamet bekliyor kapıda
Yarınsız öykülerin tabletleri tükeniyor.
Ayrılık... Her daim yüreğe eziyet etmekten zevk alacak kadar narsistdir. Alev alev yanan duyguları bitiş bile söndüremezken, ayrılık kurt misali farazileri salar geceler boyu, yüreğin üstüne.
Deşer ve deşilir yürek. Kaçışlar ummanına yüz çevirse de adım attırmaz. Olduğun yere mıhlanmışcasına kalakalır insan.
Suskular doğurur yorumsuzluğun metis bebesini.
Ve yarınsız öykülerin tabletlerini iç bilinmedik bir dille donatır, tüketilmesinin önüne geçerek.
Tebrik ve saygımla hocam.