4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1141
Okunma
bir mektup zamanı yaşamalıydık ’’bu aşkı’’
beklerdim, gözlerdim posta yolunu
bir zarfı koklardım bir sineme yaslardım sen diye
kokusu gül, kokusu sevgilinin diyarından
bir mektup zamanını kovalardı akrep yelkovanı
ve tüm zaman bir o an için gerisin geri ayak diretirdi akmamaya
ben yine seni mutlak beklerdim
postacının yolunda...
bir mektup zamanında yaşasaydık senle aşkı
ben yazında okurdum senin gözlerini
ve her kelimede bin türlü düşünürdüm her bir harfin değişik darbesini
neden a harfi bi aşk kelimesinde farklı düşünürdüm düşünürdüm
neden m harfi hep titrek, ama belli ki o harfte bir isimden nasibini almış...
yazılan her kelime an be an aklımda olurdu
tıpkı hafızın zikri gibi özenle her harfin vuruşu kalbime
başka bir dünya seni kurardı içime
ve her cümlenin sonunda noktanın olmamasını
aşkının sonsuzluğuna yorabilirdim
pekala bunu da uzunca düşündükten sonra bir mektupta sana
seni anladığıma delil sunabilirdim belki de...
bir mektup çağında yaşasaydık ’’bu aşkı’’
gözlerin ela tenin beyaz,
bir temiz sayfaya kara kalem çizilmiş bir sanat
sen yüzünde güneşin sevinci; bir kardelen çiçeğinin,
sen yüzünde uzak diyarların özlemi; kararmış, kızmış bir demet bulutla
ve benlerin
ah izleri yüzünde ezelden öptüğüm yer gibi
öylece besbelli...
bir mektup çağında yaşasaydık senle bu aşkı
... gül’’e
özlemle sitemle, hasretle
ama her şeyin başı ve sonu olan
sevgiyle,,,
5.0
100% (5)