Çek Yalnızlığın PerdesiniRüzgârın gücü yetseydi papatya yapraklarını yolmaya Utanırdı sert esişinden ve saklanırdı aynaların sırlarına Hiçbir el ana eli gibi sallamaz hayatın ve aşkın beşiğini Eski fikirler yeni düşleri çeker bu yüzden derinliklerden Yeniler utançlı bir sessizlik olur, susar dilinde şarkılar Geçip gider günler, bir kız uzaklara bakarak gözyaşı döker Eskimiş kış masalları sofalarda, tencerelerde aşk kaynıyor Saçaklı kışlar var penceremde, anlamlar gerçeği sarmıyor Islak toprak kokusu genzimde, yağmur düşlerimi ıslatıyor Unuttum ilkyaz sevinçlerini, mevsimler sensizse geçmiyor Sitemle bakma gözlerime, aşk özleminin kaydı silinmiyor Çek yalnızlığın perdesini, hüznün gemileri beni bekliyor Bırakıp ardında bir şarkıyla beni, şimdi bir başıma Yürüyorsun sessizliği boğacak olan kara gecelere Buğulu gözlerinde sitem, kulağımda ‘yağmur yağsa’ Bitti gidişinle tüm sözler, varlığın ödüldür ruhuma Kırarsam seni, bağışla beni, şaşkınlığıma ver emi Yaşam bütün kavisleri kazanmaya çizmiş gül yüreklim Sen yine de asla kaybolmayan tebessümlerle boğ beni Olmasın gözlerinde pişmanlığın izleri, batırırım gemileri Yönümü sana, aşka döndüm, uzat bana çocuk ellerini Selahattin YETGİN |