MİLATTAN ÖNCE SENsırası değil şimdi magna carta’nın yüzünde avret yerleri değişmiş bir gözyaşı damlası çeneni işgale hazırlanıyorken gözlerinde dile dökülemeyen bir yalnızlık içinde icada yeltenilmemiş bir ateş var her neyse boşver bunları, hadi sevişelim yokluğun üzengisini çeken rüzgar saçlarını kader bilmecesinden beter karıştırmış mağara duvarlarına resmedilmemiş hüznün dahaca kutsanmış sözler, şekilden gölgelere uzak aşkla ellerinin arası kadar her neyse boşver bunları, hadi sevişelim kaynayan yerin altından ve sonsuz göğün ellerinden çaldılar ateşi yanıbaşında çoğaldı suya dökülen nefret sustun, sözlerin gölgesi çivileniyordu taşa toğrağa pay pay edildi umutlar her neyse boşver bunları, hadi sevişelim farkında değilsin zannımca bir gülüş sağanağında boğuluyor sesin düşlerin teninden göç etmiş afrika’ya göçmen kuşlarla birlik kara çocuklardaki açlıktan farksız bakışın her neyse boşver bunları, hadi sevişelim şimdi muzaffer bir ordu kumandanı tenimize hasretten vadiler serpiştiren zaman sözlerinin rengi bozulmuş, tutsak düştükten sonra divite toprak kokmuyor tenin artık ayağına günah giydirdiler, sırtına ayıp her neyse boşver bunları, bırak sevişmeyelim ali rıfat arku 11/09/2014 istanbul |