Sindin İçimeYüreğin kirpiklerimde seyrer, Yağmur sesine ölçülü ezginle Seni, en ölümsüz çizgilerden bilirim Üşüyen bedenime can katarsın. Saçlarının tellerinden kesip verirken, Bakışlarına takılı kaldı aklım Dolunay gözlerinde dağlara tırmandım, Orman karanlığı gözlerinde kayboldum. Evrensel boyutlara sardım minyatürünü Yüreğimdeki gökkuşağına bağladım gözlerini Renkli ufuklardan hasretini ördüm Yine de bilmedin, ne yaptıysam. Sen ki, sevinçleri, çığlıkları ve aşk’ı Sevginle bir tanrıça gibi yüce Çözdükçe kopup dolaşan bir yumakça Yıllanmış bir şarap oldun, kanla yıkanan. Dönektir bu çağ, aldanma oyununa Yenilgiler de normal, bu insan çölünde Kim bilir bir ırmaksın, kendi yatağını oyan Yapayalnız kaldı yüreğim, bak önünde. Utku, sonu görünmez bir bozgundur Çilelerle örülen bu yer kürede, Sana düşüncelerimle sarıldım, mutlandım Takılıp saçlarına, sürüklendim ardında. Sevgi bir hançermiş, gözyaşı kan, Uzaksın, döner misin o diyarlardan? Ruhumu sarıp sarmalamışsın, ağ gibi, Yitirilmiş bir iksir gibi, sindin içime. Selahattin Yetgin |
Sen ki, sevinçleri, çığlıkları ve aşk’ı
Sevginle bir tanrıça gibi yüce
Çözdükçe kopup dolaşan bir yumukça
Yıllanmış bir şarap oldun, kanla yıkanan.
Bir sevgi bundan daha güzel nasıl anlatılırdı ki...
Duygusu ve örgüsüyle başarılara imza atan yüreği kutluyorum...
Saygılar...