parçalı düş/üş halleri..susa(ya)rak özlüyorum seni ve beni hissetme yeteneğine sırılsıklam aşık oluyorum/ dudaklarınla, gözlerin ve ellerinle gelişi güzel pek çok şeyden ki kelimelerin/ yüreğimi saran demirden sarmaşık, bir kılıcın kesemediği çelik dalları hayatın… üzerime üzerime geliyor ve kalkıp gidiyor sonra her şey ama her şey kendisine dönüyor… hep aynı yüze aynı günaydınlar DÜŞüyor… hep ötelenmiş o duyguların intikamı… üst dudağını zorlayan nefes alışverişleri ve kalabalıkların o en bilindik üç kağıtları ki yaşıyoruz bu iyi bir şey güzeliz kendi aynalarımızda ve doruklarımızda o en bilindik hallerimiz/terli.. seri bir katilin yürek burkan tövbesi/ ruhundan önce elbisesini soyan bedenlerin kırılgan sözleri… ıslatılarak dağıtılan o saçlar ve özlem/ bütün sevdiğim tınıları aynı anda kulağıma dayamak gibi olsa da yandığın ve yaktığın her şey gözümün önünde bir kül hanedanlığı gibi… ben hiç yüzümü sAKlamadım yüzünden, sen ki sandığın günleri telaşla biriktirirken bekledim o ilk durakta, bahsettiğin saatlerin dolmasını yokluğunda tenimi yakan güneşin altında... bana Ferhat’tan bahsetsinler şimdi veya Mecnundan… hep gitmediğim yerlerden döndüm sana/ dönerek geldim sana… kaçarak ışıksız şehirlerden/ kentlerden ve ülkelerden sınır kapılarından bütün durak ve köşelerinden kıvrılarak hayatın uyumak/sızın sAklanarak önce o bilindik şiirlerin altına ay ışığı ve yıldızlarla… gelip dokundum sana harf harf/mısra mısra.. sesim çarpıyor omuzlarına ki ben yüreğine dokunacağım, yüreğinin en karanlık yerlerine parmak uçlarım ıslanacak önce tersten yazılmış dipnotlar düşeceğim alt dudaklarına/ sen titreyerek uyanacaksın bütün uykularından sana düğümlenen yerlerimi çözeceğim sonra kokun kalacak en derin yerlerinde ciğerlerimin ki denizinde uyanıp.. dalgana çarpacağım köpük köpük deli bir nehrin yatağında taşma isteği gibi/ parçalı DÜŞüş halleri.. (…) |
sevgimle