ESKİDEN-YANİ ÇOCUKKEN- YANİ YARIM ASIR ÖNCEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yine Mücella Pakdemir’den geldi ayak.
O ’’Bir Başkaydık eskiden’’ dedi. Ben de sadece ’’Eskiden’’ Evet bu seferki kervanımız ’’ Eskiden ’’ Dostların şiirlerini de bekliyoruz. BİR BAŞKAYDIK ESKİDEN Ağzından bal damlayan ne güzel insanlardık Sevgilinin saçına zülüf derdik eskiden Gözümüzle konuşur, gönlümüzle anlardık Özü sözü tutana elif derdik eskiden Biri ortak arasa yanmak için derdine Bakmazdık ne gündüzün ne gecenin dördüne Yalan bahanelerin sığınmadan ardına Yetişip yokuşları düz ederdik eskiden Bilirdik komşu muhtaç komşusunun külüne Damat oğulla birdi; kızlar denkti geline Kaynaşır, anlaşırdık, düşmezdik el diline Neşede ve tasada beraberdik eskiden İki üç gün sürmezdi; sevdamız ömür boyu Sevmişsek fark etmezdi parası, pulu, soyu Âşığın mâşukuna olmazsa olmaz huyu Kıskanır, buram buram naz tüterdik eskiden Evlât baba izinden başka bir yol seçmezdi Helâl rızık kazanır, haram yiyip içmezdi Hizmette kusur etmek hayâllerden geçmezdi Annenin ayağına gül sererdik eskiden Bir elin verdiğini ötekisi bilmezdi Fakirler ağlıyorken tuzu kuru gülmezdi Sen - ben ayrımı yoktu; topyekûn herkes, bizdi Arkadaş hatırını çok güderdik eskiden Adabımuaşeret kuralı gereğince Oturmazdı küçükler büyüklerinden önce Makbuldü selâm vermek ahbabını görünce Muhabbet bağlarında aşk dererdik eskiden Kaba saba değildik; ince ruh meziyetti Yanı kırık, nahoş lâf, duyana eziyetti Ezkaza yanlış yapsak özür sunmak diyetti Nezâket lisanından taç örerdik eskiden Küssek bile sırt dönmez, yüz yüze görüşürdük Mendili kurutmadan, ilk fırsat, barışırdık Başköşeye oturtur, ikramda yarışırdık Kırk kişi bir ekmeği bölüp yerdik eskiden Hiç kimsenin hukuku edilmezdi göz ardı Dostun dosta güveni can bedeli kadardı Sözden dönmek ayıptı; ahdin önemi vardı Gününü beklemeden borç öderdik eskiden Kaşla göz arasında nasıl değişti zaman? Fitne fesat kol gezer; tahta kurulmuş güman İnsanlar kötülükte şeytandan daha yaman Bilseydik kabrimize tez girerdik eskiden Mücella Pakdemir Ayrı gayrı nedir asla bilmeden, Kardeş kardeş yaşar idik eskiden. Memleketi kırk parçaya bölmeden. Aynı yöne koşar idik eskiden. Hiç bilmezdik öyle pahalı mama. Arkamızda, önümüzde bin yama. Sokakların fatihiydik hep ama. Duvarlara işer idik eskiden Çerkes Suna saçlarını tarardı. Seta dersen her gün fındık kırardı. O kalçalar akla ziyan, zarardı. Çocuk ama kaşar idik eskiden. Yorgo usta kundurayı çakardı. Temel dayı hep balığa çıkardı. Babam, Evniki’ye fena bakardı. Bu ahvale şaşar idik eskiden. Görmeyelim hele saçları sarı. Bakar idik aşağıdan yukarı. Hayal bu ya alır idik yüz karı. Ellisini boşar idik eskiden. Varujan’la papazları sulardık. Camiden de tesbih filan çalardık. Teravih’i kaçırmazdık. Kılardık. Bir acayip beşer idik eskiden. Dalga geçer idik Pomak Sıla’yla. Piknik yapar idik Nazlı Hala’yla Yoğrulsak da bin bir türlü belayla. Her sorunu aşar idik eskiden. Vara yoğa sinirlenip söğmezdik. Fukarayı kapımızdan koğmazdık. Cıva gibi kabımıza sığmazdık. Kalıplardan taşar idik eskiden. Zarar ziyan olurdu idi bayağı. Bu yüzden de yerdik baba dayağı. Kırardı kolu, kafayı, ayağı. El ayaktan düşer idik eskiden. Lezzet vardı Laz Ayşe’nin aşında. Dolanırdık Kürt Hazal’ın peşinde. Bekler iken tandırların başında. Ekmek ile pişer idik eskiden. Sami der ki yoktu asla farkımız. Yavaş ama döner idi çarkımız. Hep dostluğu söyler idi şarkımız. Türkülerle coşar idik eskiden. |
Dolanırdık Kürt Hazal’ın peşinde.
Bekler iken tandırların başında.
Ekmek ile pişer idik eskiden.
Sami der ki yoktu asla farkımız.
Yavaş ama döner idi çarkımız.
Hep dostluğu söyler idi şarkımız.
Türkülerle coşar idik eskiden.
Eskiden tad tuz vardı hocam yüreğine sağlık
_________________________Selamlar