ağlamayı unutmuş gözleri de ağlatırlarHayrettin Taylan buzlara oyalı bir şulenin ayrılık sinesinde eriyor senem ince bir düşün incelmiş dalında uçuruma uçuyor sinem susuz dillerin mecrasına yazılıyor ünlemlerim onsuz destanın epik sırtına yazılıyor sırlarımın sorusu utangaç bir gerçeğin ortasında ortadoğu gibi kan revana bulaşıyor halim hav’yarın yetti diyor yürüyen kervanın iti sen zengin bir aşkın kirmanısın, gidenin eriyişinde salma bendini senin ruhunun sızısında birikir onlu düşler yangını ağlatan gülümsemelerinde dirilir bülbülüm sen ,onu solmaz bir gül yaptın yüreğinde…. sen , keyfine ekle dünyayı … ağlamayı unutmuş gözleri de ağlatırlar herkes sırasında, herkes çektiğinde insan senin damlaların onu ağlatacak ıslak destandır intizarın güvercinleri taşıyor muştularını burası muş değil, yolu da yokuş değil giden gelmiyor gelen de gitmiyor kapatılmış yaranın kuyusunda yusuf gibiyim onun züleyha gülüşünün kervanını beklercesine belleğimde okunuyor çevrimiçi içsellerimin yazgı notları yarım kalmış hoşluğun yarim kalmış ülkesine yasa olsun dediklerim yarim ve yarım kalmış ülkemde yas istemiyorum gayrı bu kalışın tekrarında tekrir etsin onun gülüşü bu sevişin tekririnde tekrar etsin onun “seviyorum” sözü bu bekleyişin takdirinde kalsın her şey bu duanın sonunda kabul olsun gelişi bu ben’in tekrarında biz olsun dünya |