GÂVURCU'NUN DÜĞÜNÜOğlu gelmiş evliliğin çağına, Eş’e dosta haber salmış anası. Ehl-i namus bir kız bulup yanına, Bitsin artık demiş bekârlık yası. Sonunda buldular güzelce bir kız, Çekilecek artık ana’da bu naz. Başlık parasına dedi ki, çok az, Gelirken tepside şerbetin tası. Onbeşbin yüro’da karar kılındı, Burma bilezikler gidip alındı. Kız evinin kapıları çalındı, Boncuk boncuk terler oğlan babası. Adı gâvurcu’ya çıkmış bir kere, İtiraz götürmez geçerken dere. Amanı bilin mi düşmesin yere, İnci işlemeli gelin tokası. Nişanda harcandı dokuzbin yüro, Nikah işi için beklendi büro. Hergün başka telden çalarken koro, Bir araya gelmez iki yakası. Elemiş ununu asmış eleği, Simli kumaş olsun gelin yeleği. Kızevinin çoğalırken dileği, Varılmaz yanına bitmez caka’sı. Burma bilezikler girdi kasaya, Oğlanın anası düştü tasaya. Uyulmazsa yeni çıkmış yasaya Şimdi başlayacak kavga’nın hası. Kavga başlar Belçika’ya varınca, Uçağa bindirip geri salınca. Avukatlar vekâleti alınca, Aşınır hep mahkemenin kapısı. Neler neler gördü şair’in gözü, Hiç yalanı yoktur doğrudur sözü. Yuvalar yıkılıp başlarken sızı, Pişmanlık duyar mı acep hepisi. ...........................Kardelen26 |
Uçağa bindirip geri salınca.
Avukatlar vekâleti alınca,
Aşınır hep mahkemenin kapısı.
Neler neler gördü şair’in gözü,
Hiç yalanı yoktur doğrudur sözü.
Yuvalar yıkılıp başlarken sızı,
Pişmanlık duyar mı acep hepisi.
...........................Kardelen26
Pişmanlık duyar ama iş işten geçer üstat
Kutluyorum gerçekleri anlatan kalemi
______________________________________Selamlar