MEMLEKETİM
Gözümde tüttün de yar oldun memleketim
Divanenim sensiz yâri neyleyim Hazan vurunca ayrılır ağaçla yaprak Solar yaprak ayrılık olunca Hüznü anlatıyormuş hep şarkılar türküler Hangi taş basar beni bağrına bu asık çehreme kim güler Hayat tatlıydı bana kurşun renginde değildi dağlar O hal bitince anladım bir güne nasıl sığarmış çağlar Ayrı ayrı yaşarmış herkes zamanı Kimisine kısa kimisine uzun gelirmiş İz bırakınca kalpte bir anı Soluduğum hava, nefes almak değilmiş Tek teselli bazen kavuşmak bazen ölümdür Ya da zamanın tükendiği gündür Bütün esrar zamanda Bazen aşk şerbeti sunar insana Bazen de gömer o engin ummana Tepeden seyretmek vardı seni bir akşam ezanında Mevla nasip etse de bulsam kendimi şefkatli kucağında Kuşların çığlıklarını duydum seni düşünürken bir sabah Durgun gibiydi deniz halimi anlatmak için Ayrılırken vapurların bağırtısı yankılandı Martılar katılıyordu hüznüme Sonra pembe bir tül çekildi önüme Görmedim ne kuşlar ne de deniz İşte duruyorum solgun beniz Bir meyhanedir bana her akşam Gurbet ateşiyle efkârımı içiyorum Bir an seni anmaya kalksam En boğucu zaman tüneline düşüyorum Dalgınca seyrederken zamanı Umarsız zaman çılgınca eziyor Ne kan olan içim ne de sararan ten Vuslatına yetmiyor Tepeden seyretmek vardı seni bir akşam ezanında Mevla nasip etse de bulsam kendimi şefkatli kucağında |