DAVETSİZ RÜYA
Belki bir gün ; çay içeriz seninle
O küçük sahil kasabasında... Dem olur dökerim içimi bardağa Su olur akarsın usulca açarsın koyu karanlığımı sıcaklığınla Gülüşün şeker niyetine karıştırırız şevkattan kaşıklarımızla... Gün olur, başımı göğsüne yaslar Sırtımızı dayarız bir ulu çınara. Ket vurduğun cümlelerini dillendiremediğin her ne varsa , dinlerim kalbinin ritminden , aldırmadan imkansızlığın kuyusuna . Çiylenmiş gözlerimle cenin gibi kıvrılıp sığınıveririm dizlerine, Dudaklarımda gelincik kızılı hafif bir tebessüm Yanaklarımda gül pembesi kesif utangaçlığımla Karıştırırken usulca , her teli hüzün kırığı saçlarım Dingin denizlere dönüşür martı çığlıklarıyla. Ay ışığı yakamozlarda fırtınalarım diner Girdabından soyutlanır hayatın huzura kavuşur parmak uçlarında... Ya da bir gün, olmaz ya! Göz göze gelir okuruz yüreğimizde , henüz yazamadığımız şiirleri . Anlatırız mitolojik aşkları Zeus’a Hera’ya inat biz yaşamışcasına Kumsalda dolaşırız yalın ayak Aldırmadan eteklerimi ıslatan dalgalara karışırız tuzlu sulara. Kim bilir ? ya da böyle olmazsa Bir gece ansızın davetsiz gireriz birbirimizin rüyasına . Değil mi ki ;hayallerde özgürlük Değil mi ki rüyalarda özgürüz !] Tülay |
davetsiz misafir daha uygun
düşünün biraz
evet düzelmeye başladı şiirler
iyi örnek