Hasretin didarı azap diliyle gönlümü sararEy hasretiyle bizar olduğum sevgili Gittin, hiç seslenmedin, nefesinin masumiyetini ruhuma elemle zerk ettin Niye böyle ettin, hali perişanlığımı aşikar eğledin, ses vermedin ve görünmedin İncesaz misali, verem iltica etti sineme sanki, net ses vermiyor inan ki gelmedin Gözlerim serabın ahında ağlar İçim kan ağlar, nar ruhumda başlar, hasretin didarı azap diliyle gönlümü sarar Umutlarım arar, biçareliğim efkarını aralar, kuytu düşlerin hicranı ruhuma akar Gel göçmeden, nefesim tükenmeden, henüz umutlarım var iken, sevda halimi yakar Gün gölgenden akseder, ne keder Dert bu değil, hasret bizar lığıma surların esrarını şehre eder, umut sanki bin beter Sabır olmasa, kanaat kalbimde anlaşılmasa, yaşamak nefes olmak olsa neye yeter Temaşa ettiğim derya ruhumun serencamına neler söyler, dilim ancak sükuta erer Demek ki ölmek şimdiden mukadder olmuş halim için meğer Gün biter, gece melalimde efkarıyla akseder, susmak gerekiyormuş bu saatte meğer Hazan başka keder, yalnızlığıma zemheri refakat eder , nefes müddetine böyle erer Kabir haşyet içinde ruhuma aşina olmuş bir değer, hesap var kalbimde nasıl cevher Artık ses verme, nefesin firkatine de kaybolma Gönlümün gül-i Nihal’isin hiç solma, kalbi ülfetin ve engin suhuletinle abat ol yaşa Umutlarını soldurma, yalnızlıkla arkadaşlık kurma ve bir nebze olsun halimi anla Hiçbir zaman anmamış olsan da, kahrederek nefesinde bizar bıraksan da aldırma Mustafa Cilasun |