LAL
Kitabelere düşmüş
bütün sorguların Diblere bastırılmış, tüm söylemlerin,avunurken Bulut soylu masallar ile, yanıbaşına çöreklenir hasret iklimi, Nuh’tan kalma tufanın döşünde, Nafileydi son nefes son çığlık …………………………………………………………. Gözlerimin kuytusundasın şimdi, ürkek bir şiirin yazılmamış son mısrasın da üşüyen karanfillere inat, ellerini ovuşturuyor zaman çekilmiş hasretin yansımasında kalmış, yorgun rüzgarlar savruluyor asumandan, Unutma…. Kaç evvel zaman yoksunu, hülyada daldım sensizliğin Sınır tanımaz yaralarına Susarsın unutma.. ………………………………………….. En gizde kalmış masallardan anlat bana, Bir yolcuya eşlik etmekten Başka bir şey değildi aşk cümlesi kurulurken Üşüdüğün vakit tutuştur ellerini Dolunay gölgesi vursun üstümüze Ve Söndürme ateşimizi yalvarıyorum söndürme bilmek istersin belki yörüngesi sen olan umudumun İlk bahar çığlıyla üşüdüğünü ………………………………………………………………… Zaman sustuğu an Zemheri gecelerin zır deli şafaklarını Şiirle ıslatan gün görmemiş hayallerim var Benim Kurşuni sözler aşkına Vur alnının ortasından Hazanın Ayın şavkının Hatırlamasın gökyüzü, Kervani kuşlar dirilsin Fısıldasın yıldızların kulağına Belkisın tahtının yıkıldığını, |