Sessiz kalmış yüreğimin, Şimdilerde acılara gebe bırakan yanı.. Sana sesleniyorum!
...
Güzel başlayıp sonu hüsran mı olmalıydı ? Oysa ki çok değildi istediğim.. Yaşanmışlıklarımın kasveti hala üzerimdeyken... Sana sığınmıştım.. Gölgende soluklanmak istemiştim...
Ördüğüm duvarları seninle yıkmıştım... Seni geçmişime değil, Yarınıma katmıştım... Şimdi ne oldu da herşeyini alıp bu denli yok oldun..
...
Madem gidecektin sevgili.. Neden alıştırdın kendine.. Neden sevdirdin kendini böyle.. Bir enkaz da neden sen bıraktın bu yıkık yüreğime..
...
Söyle sevgili.. Ben mi çok geldim sana.. Yoksa sen mi bana az kaldın...
Halide Kara
Güzel Yorumuyla şiirimi onurlandıran Sayın Yunus Özkan’a gönülden teşekkürler...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sevgi menfaati için bir selam verip çekip gitmek değildir... Sevenin yüreği dergahtır sevilen dergaha girdimi semah dönmeli verdiği ikrardan asla dönmemeli verdiği ikrarda dönerse düşkün olur...
Kalemine yüreğine sağlık Şairem... Selam ve saygılarımla...
"Sessiz kalmış yüreğimin, Şimdilerde acılara gebe bırakan yanı.. Sana sesleniyorum!..."
Muhatap belli...her veda şiirinde ve seslenişinde olduğu gibi gene o yüreklerimizi acılara gebe bırakan vefasız...ve,nedendir ki hala,herşeye rağmen o vefasıza "söyle sevgili"denir..!Bu da aşkın anlaşılamayan bir yanı olsa gerek...
"Oysa ki çok değildi istediğim.. Yaşanmışlıklarımın kasveti hala üzerimdeyken... Sana sığınmıştım.. Gölgende soluklanmak istemiştim..."
Ey vefasız..senden önce yaşadıklarımın acıları ve kasveti üzerimde ezerken yüreğimi,son kalem,son sığınağım diye gelmiştim kapına...sen açımştın yüreğini bana...bilirsin ki ey vefasız,kalplerin dışında kolu yoktur,başkalarının açması için...içerdedir kapı kolları kalplerin...sen açmıştın yüreğini,son kalem sensin,diyen bana...Bitap ve harap bir yürekle soluklanmak ve küllerimin içinden tekrar hayat bulmak için serinliğine sığınmıştım...hayat bulurum gölgende,yüreğinde,maviliğinde sanmıştım...
"Ördüğüm duvarları seninle yıkmıştım... Seni geçmişime değil, Yarınıma katmıştım... Şimdi ne oldu da herşeyini alıp bu denli yok oldun..."
Ey vefasız...anlatmıştım mazimi sana ve aşka tövbe ettiğimi,nedametlerimi,uğradığım ihanetleri ve sevdaya olan kaybolan inancımı anlatmıştım sana...açtığın kapıdan girince,aşka ve sevdaya olan güven ve inancım tekrar canlanmıştı sayende...aşka ve sevdaya olan duvarlarımı yıkmıştım sayende...bunca mazimde hatıra ve yara varken,içimdeki peşin hükümleri silip atmış ve seni geleceğime,mavilerime sarmalamıştım...Tüm bunlara rağmen ve son kalem,sığınağım dememe rağmen sana,ne oldu da bırakıp gittin böyle...son sığınak da yıkılan yürek nasıl tutunur aşka,sevdaya,hayata bundan böyle artık..!ve,yok oldun gittin sen de diğerleri gibi ey vafasız..!
"Madem gidecektin sevgili.. Neden alıştırdın kendine.. Neden sevdirdin kendini böyle.. Bir enkaz da neden sen bıraktın bu yıkık yüreğime.."
Ey vefasız,madem niyetin gitmekti de,neden aldın beni gönül bahçene...son sığınağım dediğim yüreğine..!Öyle bir alışmıştım ki sana..sende bulduğum güzelliklere...Şimdi bir endaz da sen bıraktın bu bahtsiz yüreğime...şairimiz burada (da)bağlacını kullanarak,enkaz da diyerek,daha önce bu tür gitmelere ve vefasızlıklra maruz kaldığını vurgulamış...
"Söyle sevgili.. Ben mi çok geldim sana.. Yoksa sen mi bana az kaldın..."
Ey vefasız...şimdi cevap bekliyorum senden...benim sevgim,sevdam,aşkım mı fazla geldi sana,taşıyamadın mı bu sevdayı...?Yoksa,ben mi yanlış zamanda ve yanlış gönül kapısına mı gelmişim..?Anladım ki,sen taşıyamadın benim yüreğimi,aşkımı,sevdamı...Yoksa,hala birbirimizin yüreğinde olurduk sonsuza kadar seninle...Çünkü benim yüreğim,kaçmalara,ihanetlere ve korkulara dar gelir...benim aşkım çok geldi sana bilesin...
Şiirin tema ve konusundan dolayı,ey sevgili,diye yorumlamayı içime sindiremedim şairem...bunca olan bitenden sonra,ben sadece vefasız derim nazikçe..ey sevgili demek,konuya,temaya ve bırakıp gidene çok ama çok fazla gelirdi...
tebriklerim,bir aşk hikayesi tadında ve milyonlarca acılara gebe yüreklere tercüman olduğu ve ustaca kurgulandığı içindir...sade ve içten avazlar ve soruların mısralara sarmalanışı da ayrı bir güzezellik eserde...selam ve saygılarımla...Mustafa
Öncelikle bu içten, güzel ve anlamlı yorumunuz için yürekten teşekkür ederim, sağ olun...
Yüreğimde olan ne varsa zaten hepsini yazmışssınız yorumunuzda, bu kadar mı güzel bir anlatım olur.. Bunun içinde ayrıca teşekkür ederim..
Şiirde ''sevgili'' diye seslenişim ; hala da ne olursa olsun yürek uslanmaz ya, ne kadar içinde öfke de biriktirsen, kızsan da, yine de o sol yanımız ahh o sol yanımız... :( söz geçiremiyoruz işte.. Taa ki o yürekten ilelebet gidene kadar, öylede kalıyor bu aşigar...
Öncelikle bu içten, güzel ve anlamlı yorumunuz için yürekten teşekkür ederim, sağ olun...
Yüreğimde olan ne varsa zaten hepsini yazmışssınız yorumunuzda, bu kadar mı güzel bir anlatım olur.. Bunun içinde ayrıca teşekkür ederim..
Şiirde ''sevgili'' diye seslenişim ; hala da ne olursa olsun yürek uslanmaz ya, ne kadar içinde öfke de biriktirsen, kızsan da, yine de o sol yanımız ahh o sol yanımız... :( söz geçiremiyoruz işte.. Taa ki o yürekten ilelebet gidene kadar, öylede kalıyor bu aşigar...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.