bir bilsen
deliğinden geçtiğim iğnelerle dolu sabrımın kara kutusu
yorgunum; ünlü ’aslan sütü’ meyhanesindeki ahşap sandalyeler kadar bir bilsen saçını en çok ne yana tarardı annem evlilik hayalleri kurarken şofben tanıtımı için gelen pazarlamacı gençle sırrı çözülmeyi bekleyen lahitler aşkına ben şiir yazacak insan mıydım gülümse anası; avradı oldu bütün hayallerimin nedendir bilmem bakkal Yunus efendi kırmızı gül bırakıyor uzattığım her sepete hırsımdan dallarını kemiriyorum balkondaki asmanın kasma diyor yan komşu Mürüvvet teyze kasma boşver sen gideli kalbim; yavru mürekkep balığı gibi çırpınıyor yaşlı bir balıkçının yosunlu kovasında düşesi geliyor sürekli tansiyonumun öl açılırsın diyor içimden bir ses öl intahar sayılmayacak bir ölüm şekli bulduğun an mümkün olmayacağını biliyor olmama rağmen yine de ben senin olmayı isterdim en çok asırlar süren suskunkuğumuza inat ne çok konuşacağımız şey vardı oysa hele şiire başladığımı duyduğunda annem ne dese beğenirim... f.y |
Sevgilerimle hocam..