Yarınsız Bir Dünya
Şehrin ışıkları yanarken
Ucube çirkin kötü sözler Betimsiz cümleler Fısıldıyordu caddeler Arka sokakların karanlığında Neler dönüyordu bilinmez ! İroni gölgeler kahkaha atarken Sokak lambalarının altında Birkaç dilenci volta atıyordu... Herkes nasıl da telaş içinde Yağmur sağanağı var sanki havada Ürkek serçe bakışlar etrafı kolaçan ederken Sesleri duyulmasın diye dudaklarını mühürlemiş Ve hızlı adımlar arasında kaybolmuştular... Rüzgar kaldırımların tozunu savururken Söğüt ağacı yapraklarını döküyor Acı hışırtılar bırakarak Savruluyor sağa sola eğilerek Kökü yerinden çıkıyor sanki Yaz’ın sıcağında sonbahar dökümünü yaşatıyor Zamanın hain kısır döngüsünde... Az ötede menekşeler renklerine küsmüş Pencerelerden ürkerek bakıyor insanlığa Solmuş boyun bükmüş yetimliğine Güller kokusunu dikeninde saklamış Barışa susayan beyaz güvercinler Uçamadan kanatlarını yitirmiş Her canlı sevgiye umuda hasret kalmış... insanlık ölüyor zamanın teninde Barış ve sükunet için uzatılan Zeytin dalı yok edilmiş Günahkar kanlı ellerin arasında... N@zlı HüzünYıldızı |