Sultanım
Bakışlarını anlayan yok
Sen baktığının kalbini yakıyorsun Gözlerine yakışanı bakıyorsun Sultanım, Bazen ela bakıyorsun, Bazen en siyahından kara Ne güzel de söylüyorsun Söyletiyorsun Elinden tutanlara Ya Rabbi! Ben puşmanım, ... Söylerken, hem ela hem en siyahından kara Gözlerin, En güzelinden Güzelin Nuruyla bakıyorsun. Sana bakabilen yok, Sana hep karanlıklar ardından bakanlar var. Karanlıklarına ayna oluyorsun birinin, Birinin aydınlığı oluyorsun, Biri sana bakınca o karanlıktan… En güzelinden Güzel Gözlerini, Bembeyaz nuruyla, Kimi zaman yemyeşil, Bazen en siyahından kara Gözlerini… Bakabilirde, görünce kendini, Kendine bakan ela Gözlerini, Düşüp de bir kuyuya seneler boyunca, O Bakışını işleyip kalbine, Sana Baba diyerek koşan… ‘Burası benim yurdum… Bu Gözler benim anavatanım… Bakışların Cennetim…’ ‘Senin Gözlerin cenneti anlatır, Benim gözlerim de Seni, Seni Sultanım!’ Ayırma kapından sana geleni… Ayırmazsın! Ben Seni bıraksam da Sen beni bırakmazsın. ’Sadatın evladı yerde kalmaz’ biliyorum, ’Tuttuğumuz eli bırakmayız Bırakacağımız eli de tutmayız’ dersin. Tut elimden, Yürüt beni, Sana doğru koşan beni, Al Gönlüne, Senin Gönlün Cennetim, Rabbimin nazar ettiği. 20.06.2014 Hayrani Can |