Sevince ancak güzel olur çöller be gülüm...yaktığın ateşin külleri toz olup da karıştı şu ağlayan gözlerime kan kusuyorum bak bana yasaklı olduğun gecede yüksündüm bir bilmeceye çözmesen de geçer de gider be gülüm hem kel hem foduldur ezelden beri bu sine ve de bu nefesim her acının musibeti çıkmaz içimden her geçişinde kahroluyor sana müptelâ yüreğim kahır deryası da verdiğin elemin ateşini söndürecek bir çarem de kalmadı içimde tek em’im yokluğun da ölüm seni benden alacak bir kostak da olamayacağı gibi varlığını kovacak bir dirhem derman da kalmadı bende be gülüm katmerli sevdaların cehennemimsi gönül çöllerinde erken yol alanlardan say beni kavruk bir çöküşün yere debelenmiş halinde kıvrılmışken kıvrak bir endamın siluetine dalmış da gitmiş şu gönlüm geç kalmadık sona daha erken tutkularımın hücresidir bu canhıraş haykırışlar geri sapılmaz bir kavşaktayım şu an be gülüm haddini bilip utanmanın son çaresindeyim inan sılasından kopuk bir yolun yolcusuyum be gülüm ve emri vaki zamanın kucağında harcananlardanım öksüz ve yetim kalmışken ömrüm aslına varamamış bir vuslatın hasretinin gurbetinde kaldım uzatma artık ölümse ölüm haydi gelip de musalla taşıma bari geç olmadan saf tut şu garibin arkasın da be gülüm... (23.07.2014) AZAP…... |
saygılar