vav
Yalnız kalmalı insan bazen
minik bir tohum gibi toprağa düşmeli tam ekim ayında toprağın koynuna sığınıp demlenmeli sıcağında kıvrılip vav gibi özüne dönmeli tek kalmayı bilmeli şifalı yarin beşiğinde uyulmalı uhrevi ninnilerle çözmeli içindeki ukdeyi sıfırdan başlamalı hayata secdeden kalkmadan orada artık ne zaman ne mekan... sadece saf karanlık sadece öz yalınlık... sadece yokluğun dansı ve neden sonra içinde bir çığlık olmalı bilinme sevdasi OL nidasi gelince silkelenip bir elif olmalı Içinde maviyi, ışığı Ilk görmenin heyecanıyla dünyaya söyleyecek iki çift lafı olmali iki yeşil iki parlak iki taze yaprak. .. sonra fidan sonra ağaç sonra çiçek sonra mevye çıngıl çıngıl sunulur gönlü açıklara sonra yine toprak... yine yaprak yine toprak |