Sevmeler.yüzümün ezgin gülümsemeleri "unuttum işte bak; bir de aşk vardi değil mi? " o her şeye değen, değdiğine hiç tereddüt edilmeyen, tüm bir bağlılıkta inanılan, güvenilen, ve kirletilmemiş ırmaklarıyla ruhların sonsuzluğuna akan; gah cennet bahçeleri, gah cehennem sıcakları aşk... Her şey; dünü, bugünü ve yarınıyla yeniden; yeniden doğmak gibi, görmek, duymak, ve yeniden sevmek gibi. Yaşamak ve susabilmek bir aşkın tedirgin heyecanını duyarak söze suskun utangaç ve denli kırılgan sevgilinin .. ’topuk yarasıyla. yaşamak; ve uğruna sevdiğim bir sabah serinliğinin içimi dolduran o berrak ışıltıları. sükunetin karşıladığı serin sabah türkülerinde gün yüzünün o doymak bilmez renk cümbüşleriyle ne çok avuttum yüreğimi efsunlu bir mayıs sabahında. her anıyla çarpan bir şiir gibi. yaşama karışan seslerin ve aşkın ağırlandıği o yabancı hayatların mevsimsiz ve biraz da mahçup gülüşlerle bilendik biz hayata. bizi hayatın bilinmeyenlerine düşüren ve çoğalan sancılarıyla sevmelerin, o gönülleri dirilten ateşin yakıcı sırrıydı. en iyisi mi? siz bana yaşamdan öte bir masal anlatın ben daha da fazla susayım. daha fazla içerleneyim bu hayata. aldırmayın kanasın bir yerlerim. ey; unutuşun ırmakları boyunca uzayan, erisin büyülü sularına yüreklerini bir kurban gibi keder ve pişmanlıklar içinde sunanlar! Gözyaşlarınız bu güne duruyordu haberiniz var mı? unuttunuz mu yoksa, hepimizi çağıran günaşırı dualara sürgün yüreklerin, yeminlere bağlanmış o yakarış dolu sözleri? tut ki kurtulmuş bütün gülleri yüreğimden koparılmış yapraklar arsında sakladım. sen bana gönlümün kırıklarında ağır bir hüzün ve ruhumun kıvrımlarına yansıyan bir keder bırakma. sevmelerin uğurlandığı bir gece yarısı yolcusu; içimde kanayan bir yenilgi, ve dilim keskin bir veda tadında, yüreğim hüzünlü bir masal da kaldı. .....ben sustum, zaman sustu, bu şehir emanet sana. Ola ki bir gün bilmek istersin bil; adın aşktı senin! yaşamak ta sen’ ölmek te sen: hayat dediğin bu değil miydi? ... |