KAN KAYBEDİYORUMDumansız bir bacayım, is tutmuş içimi bu sensiz kahroluşumum bir başka biçimi.. Susma; bir damla mutluluk akıt susuz kalan yüreğe çöllere döndü dudak kenarlarım çorak topraklarda inleyen çiçek gibi dokunmazsan ha soldu ha solacak. Gözlerim; uzak geçen günlerin ayazını sürme niyetine sürünmüş gözyaşlarımın suladığı gönül evim deprem öncesi artçı sancılarla olduğu yerde sarsılıyor kirpiğimin gölgesine ha gömüldü ha gömülecek. Yalnızlık; yüreğime sürtünen sürtündükçe bir demir çiviyle çizilir gibi korkunç sesler getiren cama döndü ha kırıldı ha kırılacak. Ellerim; bir zamanlar ellerinde yakalanan bir güvercin gibi titrerken kararsızlık içinde küçük bir çocuğun yaralanınca ’’ acıyor ’’ demesi gibi ince ince sızlıyor şimdi bir zamanlar yüreğinde ses getiren bu parmakların bozulan gönül orgunun tuşlarına basacak takati kalmadı yetiş öp de geçsin acıyor be yar acıyor.. Dalya dediğim bu ayrılığı uyutma çabasından dizlerim de kramplar salladıkça isyan çığlıkları ayyuka çıktı sinir diplerimi uyarıyor özlemin şamarını her yeyişimde uykusuz tenime yıkıldım sanıyorum haberin yok senin ama ben her gece gizli gizli kanıyorum kan kaybından ha öldüm ha öleceğim. Ayvazım DENİZ |