çocuksu bir saflıktı bizimkisi
yürüyorduk düşlerimize
inancımız eksiksizdi kardeşlik ve barışa
aşk’a ve devrime inanmıştık
istediğimiz yalnızca bir tutam maviydi



rüzgar gibi geçen günler
gecelerce sabahlanan kitaplar
sonsuzluğa açılan düşler
ufkumuz geniş mi geniş.
göklere çıkan kahramanlarımız
kahrettiğimiz düşmanlarımız
şili’li yoldaşlarımız
sıkılı yumruğumuz ve acemiliklerimiz.


say ki sevdiğim,
kekik kokulu dağlarındayız Lice’nin
elele özgürlük türküleri söylüyoruz
ayağa kalksak bulutlara değecek başımız


say ki bir kentin varoşlarında emekçilerleyiz
demli çay eşliğinde dostluğu ve kardeşliği
bir de kurtuluşu konuşuyoruz


say ki kıyısındayız hayatın
martılara simit verirken rüzgar dağıtıyor saçlarımızı
umut tadıyla yudumluyoruz zamanı
balıkçı barınağında


say ki bir meydandayız bütün yiğitlerle
elele, gözgöze, omuz omuza
ya da bir direniş çadırında kardeşlerimizle,

hala hayallerimizin peşinde..


Hasan Karaşahin