Size Anlatmalıyım Mutlaka
size anlatmalıyım mutlaka
sağırken can kulağım yabancı sese varlar yokken yoklar varken minareleri kılıfsız o şehirde karabatak tüylerini yoluyorlardı, kuşların intihar saatlerinde soluğu yosunlu dip balıkları ben hüzün besliyordum susamsız simitlerle, bir sandala sokulup gülmekten kırılan dalgalar geçiyordu, ayağına taş bağladığım dünden gökyüzü yaşlı mı yaşlıydı ağırdı kucağıma aldığım deniz hem kader vardı kıyıda, feryat figan hem keder el yazması düşlerimi yerken güveler görseniz nasıl da soğuktu, üstüne titrediğim üvey şiirlerim üflemeli çalgılar çalıyorken rüzgar sağ olsa annem üşütüceksin der di ah evet biliyor musunuz, ben de küçüktüm önceleri öndeki atı kovalarken,atlı karıncalarım kararınca cambaz çadırlarının yanında, azarlanmış çocukların, güvercin taklaları vardı kış kıştı yaz her zamanki yaz dı baharlar hep bahar sevdalar o zamanda farz dı ve bütün anneler ölümlüydü o günlerde de gene ve o yüzden toprak ana denirdi yere doğurgan memelilerin sütü bozuktu bir başka gününde zamanın, iki tencerede kaynatılırken iki aş kız emziren kadınların sütüne , katardım afyon çiçeklerini bahar erguvanları da çiçeklenmişti aşiyanımın dalına ihanetini astı Yahuda, utandı erguvanlarımın beyazları morardı kısacık ömürlü düşlerim ah evet, bana bir hal oldu sonra ağızdan laf çeken cımbızlara uzattım içimi ateş üfledi koruma ateşbazlar yanmadım... bin çiçek soldu bin arı öldü ağzında bir kaşık bal kurşun döktü azlar sokağının, düğümlere üfleyen hasetçi kadınları bir köleyi azat etti aşk olmaz olsun dedi bütün şiirler öylesine bir olay dı dile kolay dı size anlatmalıydım mutlaka beklentisizdim darmadağın yorgundu siz yanım yemin olsun diyorum inanın yıkıldı kumdan kalelerim hem vallah hem billah bana mısın demedim... suadiyehaziranikibinondört Demir Mutlugil |