MerdinŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Makinamın şarjı bitikti ve eski bir resim ekledim af ola:(...EMA Merdin den merhabalarla.Kuş misali leyleği havada gördüm:))) Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan Mardin yöresi; tarihsel gelişim içerisinde, onlarca uygarlığa ve onlarca değişik din, etnik grup ve mezheplere ev sahipliği yapmış ve birbirinden farklı bu kültürler, sevgi ve hoşgörüyü bir potada harmanlayarak ve farklılıklarını koruyarak , yüzlerce, binlerce yıl bir arada ve dayanışma içerisinde yaşamasını bilmiştir. Müslüman, Süryani, Yakubi, Keldani, Nesturi, Yezidi, Yahudi, Kürt, Arap, Çeçen, Ermeni vs. gibi farklı din ve farklı etnik kökenden gelen topluluklar; "doğal toplumsal hoşgörü" ve uzlaşma ile, "barış ve kardeşlik içerisinde" bir arada yaşamışlardır. Mardin, bu özelliklerinden dolayı, "değişik kültürel yapıların barışçıl bir sentezini oluşturmuştur". Zarathustra’nın, Mani’nin yaşadığı; kültürel ve felsefi yoğunluğun tarih boyunca damgasını vurduğu barış, kardeşlik ve hoşgörü kenti Mardin... Şehrin adı Süryanice kaleler kenti demek olan "Marde" den gelir. Romalıların Süryanilerden alarak ‘Maride’ dedikleri şehire, Araplar ‘Maridin’ dediler. Plinus’a göre , Nusaybin civarında yaşayan Mardanî adlı Arap kabilesinden almıştı Maridin adını. Ortaçağ’ın ünlü yazarı Prokopios kenti, bir kale-kent olarak Margdis diye anıyordu. Daha sonraki dönem Bizans yazarlarına göre, kentin adı Mardes’ti. Diğer kaynaklara göre Persler Marde, Ermeniler Mardi, demişlerdi. Çoğu kaynaklarda; Mardin’in gerçek adı “Merdin” diye geçer. Zira halkın çoğu da bugün böyle demektedir. Evinamim delalamin.. Kınalı ayağımda halhalım yalınayak ben ipekler içinde küşelerde soluklanırım avazlarım bin zılgıt deminde Kartal kalesinden bakışım şahince aşkımız biter mi dile gelince sensiz seni yad ederim delice ey aşkın mimarı,çıldırdım ,seni çok seviyorum deyince söz kimseler duymayacak kem gözler nazar veremeyecek yedi uyuyanlar gibi uyuyor kalpte ,gereksizler bilmeyecek söz verdim ben Aşk/ıma ,gönül sözünden dönmeyecek baharat kokulu hafif baygın tarih kokan öylesine de duygulu ey....... aşk.... ben şiir yazmıyorum ben duyguları kamçılıyorum ,şaha kalkan kaç kadına reva bu :seni seviyorum,seni seviyorum unuttum gitti onca ezan cefan şimdi.. sadece seni soluyorum sadece seni dokuyorum sadece seni okuyorum sil baştan...... yaziyoruz yeniden bir cenge kadar ahraz,,âmâ,kör ,topal ama ..... muhteşem sevgimizi..... dedim ya aşk/ım ben şiir yazmıyorum duygularımızı kamçılıyorum ölümsüz.. binlerce yıl ötesinden de senin/dim şimdide senin/im..... .........................................................EMA |
muhteşem bir şiir olmuş bitanem
Güzel şiirinizi ve yazan yüreğinizi kutluyorum.
Saygılarımla… siyah gecem