UĞULTULU YALNIZLIK
Uykuya yenilince varsayılan kalabalık
Işık şehrin yalnızlığına çekilir Kan veya gözyaşı kadar akmaya meyilli Ama bezgin bir şeyin iradeyi linç etmesiyle Taşkın yalnızlığını alabilecek kadar Şehrin en tenha yerine Uğultulu yalnızlık sürükler bir adamı Ölümlü bir tanrı gibi Sanır ki hüzünlü ve tek olan benim Ekmeği sıcak gibi ve betonu soğuk şehirde Yalnız olan kanına giriyor başka birinin Yalnız ve sitemkâr ölüyor öbürü Şişeden yalnızlığını doyurmakla meşgul biri Çoğalan yalnızlıktan göğe yakarır kimi Kimi onunla melankolik, içinin şarkılarına tutsak Kabullenilmiş bir kurşunla tükenir yalnızlıkları kimin Bir yalnız kovalar girift esrarını Azgın yalnızlığını bir kadınla böler başkası Şairler kusar yalnızlığını sayfalara Hâsılı herkes biriktirdiği ucube ve gizli Maskelerle yıpratır derin kelimeleri Ekmeği sıcak gibi ve betonu nedense Barındırdığı bu kadar bünyeye rağmen soğuk şehrin Sus pus vakitlerde yankılar deliyor yalnızlığını Oysa şuurlu her yeni yüzde yalnızlık Yuvarlanarak yükseltir gövdesini Güneş sadece yalnızlığa doğar yine Adam uğultularını oyalayacak saate erişti Uykuyu yenince varsayılan kalabalık Bilse de bilmese de her birinin Tek yoldaşları uğultulu yalnızlık |