RECEP
Hoşçakal Recep bey.
Duydum ki ölmüşsün. Söylemiştim bu kadar sigara içme diye. Herkes ölecek derdin fütursuzca. Kanser olduğunu öğrenince bırakmışsın. Ama iş işten geçti tabii. Ölmeden bir kaç gün önce perişandın. Nerede kulağının arkasında kalem, Tek elinde sigarayla bisiklete binen Recep Nerede dolmuşta karşıma çıkan bitap düşmüş Recep? Üzülmedim dersem yalan olur. Kızdırıyordun beni ara-sıra ama İyiliklerini de inkar edemem. İsteklerimi getirdiğinde yarım ekmek kebap yerdin bazen İştahlıydın,severdin yemeyi hayat gibi. Elinde sigara var diye kapının arkasından konuşurdum. Kusura bakma duman doluyor içerisi derdim arada kızıp. Gene de sigarayla çalardın kapıyı her gün. Bana kedi diyorlar diye Sen de sincap takmıştın adını, Sincap’tan kediye diye mesaj atardın bir şey söyleyeceğinde. Dalga geçerdi kardeşim apartman görevlisiyle bu samimiyet ne diye. Ama her işimi görürdün seve seve. En sevdiğim özelliğin; Çok severdin kedileri. Simsiyah bir kedin vardı Zeytin diye. Boğazından keser,ciğer alırdın Ona. Bizim Pamuk’taydı gözün, Gelin etmekti niyetin ama Gazabımdan korkardın,söyleyemezdin. Hiç unutmam; Bir gün eve çağırmıştın. Tedirgin olmadım desem yalan, Bu adam neden çağırıyor diye. Bir temkin girmiştim ısrar edince, Dağ-taş kitap doluydu. Kitapçının deposuymuş meğer evin. Ben sevinçle çığlık atınca Gülümseyişin hala gözlerimin önünde. Dünyanın kitabını okumuştum sayende. Bundan büyük iyilik mi olur, Hiç bir şey olmasa bile. Hoşçakal Recep bey, İnan ki tadı kalmamış apartmanın sensiz. Sessizleşmiş,rengi solmuş sanki heryerin. Şöyle bereni geçirip başına, Bisikletle tur atıyor musun gittiğin yerde? Bizi görüyor musun bilmiyorum belli günlerde. Ama seninle daha bir güzeldi dünya be Recep! |