Ne söyleyeyim, aşktan mı söz edeyim!Yine sessiz bir ağıt geliyor yüreğimden Ve derinliğin kuşattığı hüznün dilinden Kar eylemiyor keder ve gam yar elinden Sinemin meşkinden, düşünmek aşk iken Neyleyim, hangi iklimin hazan resmiyim Boynumu büker nefesi müddeti beklerim Kime ne derim, derdimle yarenim bilirim Aşk için şükrederim, öteyle ne serinlerim Ey ney deşme sen yaramı fakirliği bilirim Ne yar için yanarım ve ne de ikbal tanırım Şimdi bahtın halatından tutanım, ağlarım Ne derde yanarım ne şevki aşkla tadanım Bir ses duyarım ve nidasında ibret ararım Ruhumun serencamında kalbimi yoklarım Kim ne söylerse zihnimde tararım yanarım Nefesin azizliğinde aşkı sorgularım ağlarım Yâd eller hasretin bağıdır ve özlemle tanınır Şayet aşk olmasaydı, insan olmak bühtandır Sevda niye vardır, muhabbet aşkın sanatıdır Evet, yaşamak ve ömrü nurlandırmak farktır Arzın efsunu aşkla yudumlanır ve haz yaşanır Her kim hakka kul olmayı kuşanırsa, şahlanır Hayat niye süruru nazdır, elemle insan duadır Selam kalbin anahtarı, sevda aşkın yumağıdır Ne kadar kalbinle barışıksan, ruhuna tanıksın Sen şahitliğin kefaretiyle anlamlaşan insansın Çileyle sabrı kuşanırsın, inayet içinde yanıksın Ve sen yazılanlar içinde kazaya dönüşen aşksın Üzüm asmayla, gül dikeniyle, söz kalbinle aşkta Başkalaşmak ise insan kimliğinde ağır bir hasta Yas ne ağıtın ve ne kaybolan canın halinde başka Meşk erdemin yangınlığında ve kalbi adımlar arda Korkma ölümden ve acizliğin kederindeki demden Mukadderat vasfın birliğinde senin için azimetken Mavera dirliğinden, hesabın netliğinde aşk ver iken Gül kokusu benliğinde, sevda kalbin ikliminde serde Ey edip durma sen yaz, yaz ki suskunluk kalbi niyaz Gönüller ebet içinde sabrı kuşanan ayaz, durma yaz Aşk için her söz maslahatın derinliğinde edebiyle naz Sen yaz ki sukutumun çığlığı ve aşk farklılığı yaşansın Mustafa Cilasun |