bırakıp gidenlerin barajıyımhayrettin taylan yağmurun uğuruyum, uğurböceklerimi ıslatan hallerin var bırakıp gidenlerin barajıyım, onların damlasıdır birikimlerim elektriğinde aydınlanan umutların sevi bağrıyım gitmeye yakınsın diye arkandan sadece ben değil, tabiat ve tabiliğin de ağladı prangalar tuttu koşup ağlaşan yüreğimi sen yoksun diye ıslak deryalar içen mahiler dersiyim sen yoksun diye , damlaların gülücüklerinde sakladım hüznü sen yoksun diye, son sözlerinin suskusunda yıkadım huzuru sen yoksun diye, son bakışının derinliğinde akladım hayata bakışı sen yoksun diye, yokların yoklamasında kendimi ç’oğul “yok “yazdırdım sen yoksun diye, varlığının yosunlarına , sarmaşığın diline doladım hasreti sen yoksun diye, gelişinin tınısına nidalar biriktim bir telmih gölgesinde sen yoksun diye neden yoksun diye dedim diyemediklerimin lalına dünyamı ayağa kaldıran yar direncisin beni yıkıp yakıp aşka yıkayışın hicretisin zifiriydi gecenin zülfüydün bağlamıştın hülyamı katili belli sözlerin cümlesine özneydim yüklemi senin yüreğindi, kanıyordu kitabımıza kadar içimde anka gibi yeniden doğuşun yazılmasına kaderdin inciler bile incinir incindiğin yerden dal kırılmaz, taş bağrım kırılır sık, sık rastladığım kendimle tanıştım sen yokken seni sordu, nerdenin neresinde neyin neyinde bir varlık dedi bakışlarıyla gözlemlerimin buluştuğu gün batımında sözleriyle özümü okuttuğu tan vaktinin akdinde ruhuyla sevdamı yazdığı şenliğin bağrında en sona sakladığım sürprizin ilk başında,ilk baharında, aşkında çok sevilmiş bir romanın bahtındaki gizemli özlem adılında çok izlenmiş bir filmin en güzel sahnesinin duruş dilinde çok gezilmiş bir şehrin en romantik yerinin yar seyrinde çok kazanılmış bir ödülün karşılıksız sevincinde çok bilinmeyen bir denklemin , bilinen işleminde çok sevilen bir karakterin huyunun suyunda çok sevdiğim sevdamızın içinde , dışında, her yerinde |