Anne !Hani bir masal anlatmıştın ya anne iğlikten, kötülükten yana Kalpleri Allah görüyor demiştin ya bana, sakın kırma İncitme incinsen de sen iyiliğe niyet et demiştin ama Ben çok, çok fazla kırılıyorum anne, Endişe ediyorum bir gönül, gönüller kırmaktan Bazen kaçıyorum kendimden herkesten her şeyden Saklanıyorum kuytuluklara bilinmezliklere Bilirsin çocukken ne çok severdim saklanmayı Başak tarlarında az/mı uykulara dalmıştım ben... Ve şimdi yine aynıyım saklanıyorum Anne Sanki ; Görünmeyen bir yüzüm var saklıyorum Masum çocuksu biraz hayalperest işte Bilirsin hep bir hayalciydim, gerçekler acıtırdı canımı Garip olmadık hayaller, düşler kurardım beni mutlu eden Sense bana gerçekçi olurdu hep bi anlayışla,sabırla Anne... Aslında çok fazla değişmedim, âmâ büyüdükçe hayaller kırılıyor Hüsrana uğruyor, uğratılıyor be anne, Hiç anlattığın masallardaki gibi kalmıyor ki kimse Henüz tek bir yüzlü birine rastlamadım ki Kiminin bir yüzünde hüzün var, mutluluk maskesi takmış Kiminin bir yüzü yalan diğer yüzü dolan Bir nevi palyaço işte Palyaçoları da sevmezdim anne, hala sevmiyorum... Sevdadan yana değişti insanlar,şimdilerde Yok o eski aşıklar aşklar, sevdalı bakışlar... Şarkılar bile değişti Anne Yanık Türkülerin yerine caz pop ne bilim işte benden uzak Anlayacağın anne hepsi ihanet kokuyor Birbirlerine insanlar acıdan buketler hediye ediyorlar Yok öyle ipekten nakış işlenmiş mendiler Mendiller içinde badem şekerleri... Şimdilerde Kağıttan mendiller aldı Tıpkı yürekler gibi kulanıp çöpe atılan... Ben mi? Ben hiç değişmedim desem yalan olur Hani kış gecelerinde başımı koyardım dizlerine Sen anlatırken öylesine güzel hikayeler, Uzun saçlarımı okşardın Ve ben mest olurdum kahve rengi gözlerinde kaybolurdum Hayallere dalardım, Hep büyümeyi özlerdim Hayallerimde Şimdi; Büyümek yerine çocuk olmayı hayal ediyorum Ve bir yanım hala o küçük kız,. Çocukluk ruhumu taşıyorum Yine Hayaller peşinde koşuyorum...Anne ! Filiz Aktaş |